İstanbul’da bir Kış Kaçamağı – Kuzguncuk ve Heybeliada

Sömestr tatilinde Val Gardena’ya yaptığımız kayak seyahatinden (yazısı burada) sonra hızımızı alamayıp havanın da güzel olmasını fırsat bildik ve bir kız arkadaşımla, kızlarımızı ve annelerimizi alıp ekibin İstanbul’da yaşayan diğer üyelerini ziyarete gittik. Malum ortam maalesef karışık olduğu için eşlerimize de kalabalık yerlere girmeyeceğimize dair söz verdik… Zaten AVM filan hiç umurumuzda değil de çocuklara İstanbul’un hazinelerini gezdirebilir, eğlence parkları, müze gibi yerlere götürebilirdik ama onları başka bir sefere erteledik artık. Kalacağımız ev de Kartal yakınlarında olunca biz de ona göre iki günlük bir plan yaptık…. Nasıl olsa İstanbul’da gezecek yer bitmiyor :) O kadar ki 4 yıl İstanbul’da yaşamış olmama rağmen görmediğim bir sürü yer var, özellikle de Anadolu Yakası’nda… O yüzden şimdi bizim bu Anadolu Yakası gezilerimiz çok cazip oluyor benim için ;) (Daha önceki yine yemek ve doğa odaklı İstanbul gezimizin yazısı burada…) Bu seferki ana hedeflerimizi ise Kuzguncuk ve Heybeliada oluşturuyordu… Okumaya devam et

Dağların Arasına Gizlenmiş Bir Cennet: Garda Gölü

Kayak tatiline gittiğimizde bir günü farklı bir yerler keşfetmeye ayırmak artık bizim için bir gelenek halini aldı. Tabii bu benim başımın altında çıkıyor olabilir :))

Daha önceki Val Gardena seyahatimizde Verona’ya gittiğimiz için (yazısı burada) bu sefer günübirlik gidilebilecek mesafede Garda Gölü’nü gözüme kestirdim ve tabii detaylıca araştırıp bir program yaptım. Tek endişem kış sezonu olması nedeniyle neredeyse her yerin kapalı olması ve hava durumuydu. Neyse ki, Garda gezisi yine de hepimizin de çok hoşuna giden ve havanın da bizden yana olduğu çok güzel bir gezi oldu.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA
Okumaya devam et

Yine Yeniden Val Gardena – 2. Bölüm: Yeme-İçme

Ve şimdi de Val Gardena’nın güncel restoran yorumları ile karşınızdayım! :)

Aslında tüm Dolomiti/Güney Tirol tam bir gastronomi cenneti. Bunun iki temel sebebi var bence. Birincisi bol miktarda kaliteli ve taze malzeme bulunması, ikincisi de geçen haftaki yazımda bahsettiğim Tirol/İtalyan kültür kombinasyonunun yemeklere de yansımasıyla zengin bir mutfağın ortaya çıkması. Zaten bunun doğal sonucu olarak da Michelin yıldızlı restoranların en sık olduğu bölgelerden bir tanesi Dolomitiler.

Okumaya devam et

Peru’da Bir Gezgin Anne Jale – 2. Bölüm (Cusco ve Büyüleyici Machu Picchu)

Bir önceki yazımı okuduysanız, sevgili gezgin/anne arkadaşımın Jale Ateş’in konuk yazar olarak Peru’yu anlattığını biliyorsunuz. Lima’da sonra bu bölümde Cusco ve Machu Picchu’yu anlattı (ben daha bunu yazmakta zorlanıyorum! :))) Ben okurken çok keyif aldım, sizin de beğeneceğinizi düşünüyorum. Hem çok güzel gezmiş, hem de çok güzel anlatmış. Kim bilir kızlarımız 15 yaşına gelince belki birlikte tekrar gideriz…

Okumaya devam et

Peru’da Bir Gezgin Anne Jale – (1. Bölüm: Lima)

Benim gibi gezmeyi seven ve kendisi de bir anne olan canım arkadaşım, Jale Ateş, taaa Dünya’nın bir ucuna, bir çok kişinin hayallerini süsleyen Peru’ya gidince, beni kırmadı ve konuk yazar olarak maceralarını anlattı! Hatta o kadar güzel detaylı anlattı ki, iki bölümde yayınlamaya karar verdim. İkincisinde tabii ki Machu Picchu var.

Şimdi ise karşınızda yazının Lima’yı anlatan ilk bölümü:

LIMA

Okumaya devam et

Sonbaharda Çeşme ve Alaçatı

Sahil kasabalarına sezon dışı gitmeye bayılıyorum. Sakinliğini, havanının limonata gibi olmasını, sokaklarda bunalmadan dolaşıp güzelliğini içime çekmeyi seviyorum.  Örneğin daha önce kış aylarında bir kaç kez Marmaris ve Selimiye’ye gitmiştik ve o kadar mutlu olmuştuk ki! Hatta Marmaris merkezden yazın hiç hoşlanmadığımı belirtmeliyim.

Neyse… O yüzden bu sefer Çeşme ve Alaçatı’nın sonbahar halini görmeye karar verdik. Biletimizi aylar önce, tam olarak 7 ay önce :), aşırı ucuz bir uçak bileti bularak herhangi bir haftasonuna, yani geçen haftasonuna almıştık. Çeşme arabasız olmayacağı için de araba kiralayıp özgürce gezdik… Okumaya devam et

Ankara’da Turist Olmak: Hamamönü ve Çevresi

Ankara’lı olarak kendimizi en çok “turist” hissettiğimiz yer Hamamönü’dür sanırım. Tabii o çevrede okuyan ve çalışanlar dışında…

Ankara’yı tanıtmayı görev edinip daha önce iki yazı yayınlamıştım: Özellikle Çengelhan Rahmi Koç ve Anaadolu Medeniyetleri Müzesi’ni anlattığım “Yeni Başlayanlar için Ankara” yazım ve Ankara Kalesi’ne odaklanan “Pratik Ankara Kalesi Gezi Rehberi” yazım… Bu noktada şunu da belirtmek isterim ki bu yazılarımda anlattığım yerler ve bugünki yazımda anlatacağım Hamamönü bölgesi birbirine çok yakın. Azmederseniz hepsini bir günde gezebilirsiniz… Ya da benim gibi arada bir giderek tadını çıkarırsınız. Okumaya devam et

Floransa ve Pisa

Ve sıra geldi Floransa’ya… Gezimizin beşinci gününün sabahında, Toskana gezimizin finalini yapmak üzere bir önceki yazımda anlattığım Castello Bibbione’deki otelimizden sabah ayırılarak kiralık arabalarımızla Floransa’ya doğru yola çıktık.

Planımız araçları kapalı otoparka bırakarak iki gün boyunca Floransa’yı yaya olarak gezmekti. Yalnız konaklayacağımız yere giriş yapmak için saat henüz erken olduğu için ve daha sonra çocuklarla yürüyerek ulaşmamız da zor olacağı için arabaları teslim etmeden önce Michelangelo tepesine uğrayıp Floransa’nın tümüne hakim manzarası ile şehre bir “merhaba” demeye karar verdik. Ama maalesef sonuçta Floransa bizi pek hoş karşılamadı! Okumaya devam et

Siena’lı San Gimignano’lu Toskana Günleri

Önceki yazılarımı okuduysanız biliyorsunuzdur, Toskana/Cinque Terre gezimizin Lucca ve Cinque Terre’de geçen ilk iki gününü iki ayrı yazıyla ayrıntılı olarak anlatmıştım. Hatta gezi rotamızı da gitmeden önce yayınlamıştım. Hangi gün nerede olduğumuzu oradan daha kolay takip edebilirsiniz. Sırada Toskana’nın orta bölgesi var…

Okumaya devam et

Cinque Terre

Cinque Terre, İtalya’nın Liguria bölgesinde, deniz kenarında sıralanmış mini minnacık beş köyün olduğu, dillere destan güzellikte bir bölgeye verilen isim. Zaten Cinque Terre’nin Türkçe karşılığı da Beş Toprak/Köy. Cinque Terre’yi oluşturan bu beş köyün adları ise sırasıyla Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso.

anafotoedited

Okumaya devam et