Yaşayan Şehir Madrid

İspanyollar eğlenmeyi ne kadar sevdiklerini, yeme içmeye düşkünlüklerini ve pozitif yaşam enerjilerini şehirlerine de yansıtıyorlar. E Madrid de başkent olmasıyla bu hissi fazlasıyla yaşatıyor. Bence Madrid gezip görmekten çok, o hayatı deneyimlemek için gidilecek bir şehir. Gece gündüz capcanlı bir şehir. Sokaklar insan dolu, herkes dışarıda; yiyor, içiyor, sohbet ediyor, hayatın tadını çıkarıyor!

Aslında Madrid’e gidiş amacımız iş içindi. Bu kez yanımda Bir Küçük Gezgin yerine bir arkadaşım vardı. İşlerimizi hallettikten sonra gün içinde şehri keşfetmek için bize oldukça fazla zaman kalması harika oldu tabii… Şehrin tarihi ve dolayısıyla turistik bölgesinin neredeyse tüm sokaklarına girip çıktık, karış karış gezdik. Aralarda da bolca benim önceden araştırıp bulduğum mekanları denedik. Okumaya devam et

Çocuklarla Viyana Gezi Rehberi

Bilirsiniz çocuklarla turistik/kültür gezisi yapınca onların da hoşuna gidecek birşeyler yapmak gerekiyor ki, onlar da keyif alsın değil mi? Viyana bu konuda hiç sıkıntı yaşamayacağınız bir yer.

Bizim çoğu gezimizde yanımızda Bir Küçük Gezgin’in arkadaşları olduğu için çocuklar her daim hayatlarından memnun oluyorlar ve sıkıntı yaşamıyoruz ama diğer yazılarımı da okuduysanız biliyorsunuzdur, ben yine de onları hiç unutmuyorum! Gerçi bu kez uzun zamandır ilk kez arkadaşsız gerçekleştirdik bir geziyi ve inanın anlatacağım aktiviteler çok kurtarıcı oldu! Okumaya devam et

Şık ve Romantik Şehir Viyana

Avusturya ile tanışmam bundan tam 10 yıl önce Alpler’e yaptığımız ilk kayak gezisi sayesinde olmuştu. Gittiğimiz kayak merkezi de bu sene tekrar gitmeyi planladığımız Kitbuhel’di. Tabii ki kayak açısından hayran kalmıştık ama ilk başta düzeni bize değişik gelmişti, insanları da soğuk. Örneğin kışın tamamen kayak için hayatta olan bir kasabada hediyelik eşya satan dükkanlar bile saat 17-17:30 civarı kapanıyordu. Zaten kasabaya dönmemiz o saati bulduğu için şok geçirmiştik. Hatta bir kez ertesi gün yola çıkacağımız için sandviç yaptırmak istediğim bir dükkanda, uzunca süre sıra bekledikten sonra sıra bana gelince dükkan kapanıyor diye istediğim kadar sandviç alamamıştım. O kadar moralim bozulmuştu ki anlatamam size!

Ama ne oldu biliyor musunuz? Zamanla alıştık, yemeklerini, doğasını, dağlarını, mimarisini ve hatta aşırı düzen ve disiplinini de sevdik Avusturya’nın. Eee bu zamana kadar beklediğimiz hata, artık dağlardan kente inme vaktimiz gelmişti de geçiyordu bile. Eşimin Viyana’da kongresi olduğunu duyunca hemen biz de Bir Küçük Gezgin’le peşine takıldık. Bir Küçük Gezgin’in arkadaşsız ilk tatili olmasının da ayrıca kayıtlara geçmesini isterim. “Çocukla Viyana Gezisi” yazısı sırada yerini alacaktır.

Viyana

Avusturya’nın başkenti olan Viyana aynı zamanda en büyük kenti. Yüzyıllar boyunca Avrupa’da hüküm sürmüş Habsburg Hanedanlığı’na ev sahipliği yapması, şehrin mimarisine de kültürel yaşamına da damga vurmuş. Özellikle şehrin kalbi olan tarihi merkezi yani “Innere Stadt” bir imparatorluk filminde rol alıyormuş hissi veriyor. Her köşe başında karşılaştığınız faytonlar da bu hissi pekiştiriyor.

Okumaya devam et

Helsinki Yeme İçme Deneyimlerimiz

Hatırlarsanız bir önceki yazımda birlikte Helsinki’de bir gezintiye çıkmıştık. Bu yazımda o gezideki yeme içme maceralarımı paylaştım sizinle. Helsinki’ye giderseniz elinizin altında olsun…

Kappeli

Helsinki yeme içme deneyimlerimizin yıldızı burasıydı. Okumaya devam et

Beypazarı Rehberi

Biz Ankara’lıların ara sıra değişiklik olsun diye gittiğimiz, şehir dışından gelen misafirlerimizi gezmek için götürebildiğimiz nadir yerlerden bir tanesidir Beypazarı. Ankara’dan taşınma planları içinde olduğumuz şu günlerde artık bir Beypazarı rehberi hazırlamanın zamanıdır diye düşünerek geçen ay bir fotoğraf gezisi düzenledim. Hem havalar daha fazla soğumadan gitmek isteyenler için de aydınlatıcı olur diye düşündüm.

Beypazarı’nın öne çıkan özellikleri tarihi Türk evleri ve çarşısı/pazarı… Çok eski zamanlara dayanan bir tarihi olmasına rağmen sık sık yangınlar olması nedeniyle bir çok kez yeniden inşa edilmiş bu yüzden en son 13. yüzyıldan kalma konaklar bulunuyormuş. Bu tarihi evler şu an çok güzel bir şekilde restore edildikleri ve korundukları için Beypazarı turistik bir yere dönüşmüş durumda. Okumaya devam et

Datça Severler Derneği 2016 Maceraları

Eğer insan bir yere aşık olabiliyorsa gerçekten, ben oldum, Datça’ya! Hiç bıkmıyorum hep gitmek istiyorum. Tam artık bir süre özlemem diyerek döndüğümde 1 hafta sonra özlemeye başlıyorum! Üstelik yalnız olmadığımı da farkettim. Sohbet sırasında “Ah sen de mi Datça’yı çok seviyorsun?!” diye başlayan bir yakınlaşma oluyor. Bu gidişle Datça Severler Derneği kurmam an meselesi!

Hani bu yılın yaz seyahatlerini anlatmaya başladığımda hayatımın en uzun deniz tatillerini yapmış oldum demiştim ya, tabii ki tercihim işte Datça’dan yanaydı. Huzurunu, bakirliğini, doğasını, denizini değişmem hiç bir yere, özellikle bol yıldızlı herşey dahil otellere! Ama siz bu yazımı okumaya devam etmeden önce mutlaka geçen yılki Datça yazımı okumalısınız çünkü bu kez sadece eklemelerde bulunacağım…

Okumaya devam et

Şirinliğine Gölge Düşmüş Köy Şirince

Şirince’yi çok uzun zamandır görmek istiyordum ama bir türlü yolumuzu düşürememiştim. Bu yıl Çeşme’den Datça’ya giderken hemen hemen yolumuzun üzerinde olduğunu farkedince hemen programımıza Şirince’yi de ekledim.

Şirince İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı eski bir Rum köyü. Okumaya devam et

Çocuklarla Alternatif bir Çeşme Tatili

Hatırlarsanız geçen Kasım ayında çocuksuz ufak bir Çeşme kaçamağı yapmıştık ve o vesileyle Çeşme ve Alaçatı gezi rehberi yayınlamıştım. (O yazıma buradan ulaşabilirsiniz). Bu kez Bir Küçük Gezgin ile ikimiz, ilk defa babasını bırakarak tatile çıktık ve önce Çeşme’ye yaz-kış orada yaşayan kuzenimi ziyarete gittik. O’nun da 2 ve 7 yaşlarında çocukları olunca ortaya çocuk aktiviteleri odaklı alternatif bir Çeşme tatili çıktı.

Okumaya devam et

Strazburg’da Bir Gün

Babamın rahatsızlığı nedeniyle zor günler geçirdikten sonra benim için en keyifli şeylerden biri olan blog yazılarıma geri dönebildim ve artık Alsas ve Kara Ormanlar gezimiz sırasında bir günümüzü ayırdığımız Strazburg’u anlatabilirim!

Strazburg, diğer yazılarımdan da hatırlayabileceğiniz gibi, tarihte Fransa ve Almanya arasında sık sık el değiştirdiği için her iki kültürün ve mimarinin izlerini taşıyan Alsas Bölgesi’nin en büyük şehri ve tabii bu güzel şehir de aynı özellikleri taşıyor.

Okumaya devam et

Kara Ormanlar

Dolu dolu geçen Alsas ve Kara Ormanlar gezimizin Kara Ormanlar ayağını ve bölgenin tüm güzelliklerini bünyesinde toplayan güzel otelimizi anlatmak için karşınızdayım!

Kara Ormanlar

(Bu gezinin tüm rotasını anlattığım yazıya ve ilgili tüm yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz)

Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde yer alan Kara Ormanlar, ismini çok sık ve dolayısıyla ışık geçirmediği için karanlık olan ormanlardan alıyor. Okumaya devam et