Hatırlarsanız geçen Kasım ayında çocuksuz ufak bir Çeşme kaçamağı yapmıştık ve o vesileyle Çeşme ve Alaçatı gezi rehberi yayınlamıştım. (O yazıma buradan ulaşabilirsiniz). Bu kez Bir Küçük Gezgin ile ikimiz, ilk defa babasını bırakarak tatile çıktık ve önce Çeşme’ye yaz-kış orada yaşayan kuzenimi ziyarete gittik. O’nun da 2 ve 7 yaşlarında çocukları olunca ortaya çocuk aktiviteleri odaklı alternatif bir Çeşme tatili çıktı.
Çeşme ve Alaçatı Türkiye’deki üst gelir grubunun favori mekanlarından biri olduğu için yaz sezonunda hem çok aşırı kalabalık oluyor, hem fiyatlar yüksek oluyor hem de her yer “beach club” istilası altında. Çocuksuz gençlik dönemlerimizde biz de tadını çıkardık tabii ki ama doğrusu artık daha sakin ve huzurlu, doğayla iç içe yerleri daha çok seviyoruz, Datça gibi… Neyse bu seneki Datça gezimizi daha sonra anlatacağım :) Dönelim çocuklarla Çeşme tatiline…
Kuzenim ailecek üye olduğu için denize girmek için Ilıca’daki Radisson Blu Otel‘in plajını tercih ettik. Ilıca Plajı denizin ılık ve plajın kumluk olması nedeniyle çocuklar için çok uygun bir plaj.
Biz genelde Bir Küçük Gezgin’i kendimize uydurduğumuz için, O artık derin, taşlı, dalgalı her türlü denize girmeye ve eğlenmeye alışkın ama ortamda havuz olunca tabii ki havuzu tercih ettiler hem bizimki hem de diğerleri… Radisson Otel’in biraz ağaç ve gölge eksikliği var ama onun dışında bakımlı, hizmeti iyi ve gürültüsüz sakin bir ortamı olması güzel.
Bu tatilin çocuklar için yıldızı ise aquaparktı. Ilıca Hotel’in bünyesinde olan Aqua Toy City çocukların bütün gün çılgınlar gibi eğlendiği, temiz, bakımlı ve bol aktiviteli bir aquapark. Küçük çocuklar için de büyükler için de bol seçenek var.
Giriş ücreti 60TL ama gitmeden indirim sitelerine bakarsanız %50 indirimli bilet satın alabiliyorsunuz. Tesis aslında deniz kenarında ve plajı da var ama muhtemelen de kimse kullanmadığı için biz gittiğimizde plaj kısmı kapalıydı.
Bu arada biz oradan ayrıldıktan sonra Ağustos ayının sonu gibi Çeşme/Alaçatı yeni bir aquaparka daha sahip oldu: Oasis Aquapark. İşletmesinin nasıl olduğunu/olacağını bilemiyorum ama Türkiye’nin en büyüğüymüş…
Birlikte geze geze farklı mimari yapılara, katedrallere, tarihi binalara, vs. meraklı hale gelen Bir Küçük Gezgin ve kuzeni için organize ettiğimiz bir başka aktivite de Çeşme Kalesi gezisi oldu. Hem çocuklara tatil dönüşü okulda sunum yapacak da bir konu olur diye düşündük.
Çeşme Kalesi 1508 yılında inşa edilmiş ve bütünüyle ayakta duran, heybetli bir yapı. Şu anda da arkeoloji müzesine ev sahipliği yapıyor. Müzedeki eserler Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden sonra biraz cılız kaldı bizim için (yazısı burada) ama Kale’yi gezmek çocuklar için eğlenceli oldu. Surların üzerinden Marina ve körfez manzarası ise nefes kesiciydi.
Evde kalıyor olmanın avantajını kullanarak ve çocukları kuzenimin eşine emanet ederek çocuksuz kaçamaklar da yaptık tabii ki… Sabahları erkenden kalkıp Çeşme Marina ve sahilinde yürüyüş yaptık ki inanılmaz keyifliydi.
Boşken her yer bir başka güzel zaten. Alaçatı’dan sonra yıldızı çok parlamayan Çeşme Çarşı’nın da bir potansiyeli olduğunu boş görünce anladım…
Akşamları ise yine çocukları uyuttuktan sonra Alaçatı’ya ve yine Marina’ya ve Çeşme’nin Çarşısı’na dolaşmaya gittik. Doğrusu tezgahlardan ve cici dükkanlardan alışveriş yapmak insanın hoşuna gidiyor ama Alaçatı hem çok sıcaktı hem de bunaltıcı derecede kalabalıktı. Akşam gezintisi için Çeşme Çarşısı ve Marina daha keyifliydi diyebilirim.
Alaçatı ve Hacı Memiş’in süslü ve şirin sokaklarının keyfini çıkarmak içinse bence en uygun zaman sabah erken saatlerdi. Horozluk yaparak her zamanki gibi erkenden kalktım ve hem fotoğraf çektim hem de boş sokakların tadını çıkardım.
Ve tabii Alaçatı’nın süslü kapıları ile aşk tazeledim :)
Çeşme ve Alaçatı’da Yeme İçme Konusu
Sonbahardaki yazımda bahsettiğim gibi gezimizin favori kumrucusu yine Kumrucu Erol oldu. Alaçatı’da da bir şubeleri var ama sıcakta çocuklarla Ilıca’dakinin yeri eşsizdi tabii ki! Hatta bir gidişimizde o kadar çok esiyordu ki tente ile kapalı alana oturmak zorunda kaldık!
Balıkçı olarak tercihimizi benim için yeni keşif, kuzenim ve eşi için favori seçenekleri olan Bay Balık’dan yana kullandık. Şifne’de inanılmaz güzel bir manzaraya sahip Bay Balık ferah mekanı ve çocuk oyun alanı ile hem bize hem de çocuklara çok iyi geldi.
Mezeler de balıklar da çok lezzetliydi. Özellikle hellimli ve köz patlıcanlı levreğin tadı damağımda kaldı!
Dedim ya gezi çocuk odaklıydı diye, Onları mutlu etmek adına bir kez de pizzacıya gidelim dedik. Aslında Reisdere’de geçen sene açılan Kolburano’s‘u denemek istiyorduk ama çocuklu rezervasyon kabul etmediler :( Sezon dışı olsa böyle olmayacağına eminim tabii ki! Aslında bir alternatifimiz daha vardı: Alaçatı’daki İyi Pizza Bar. Ama kalabalık ve sıcakta çocuklarla oraya ulaşmak çok zor geldi. Sokaklar iğne atsan yere düşmeyecek şekildeydi çünkü. Sonuç olarak biz de zincir restoranlardan Pizza Pizza’ya gitmek zorunda kaldık. Tamamen çocuk odaklı oldu ama incecik hamuru ile pizzalar hiç de fena değildi. Otoparkı ve oyun alanı ile rahat oldu.
Gelelim tatlı ve dondurma konusuna :) Ben bu sefer İmren ile Dondurmacı Veli’nin pabucunu dama attım! Dondurma için favorilerim tamamen doğal ürünlerle ve özel bir süt çeşidi olan Jerseu sütü ile İtalyan tarzı çok lezzetli dondurmalar yapan Dondurmino ve özellikle ballı bademli dondurma içinse Kale Dondurma oldu. Dondurmino Alaçatı’nın Hacı Memiş mahallesinde. Ayrıca İstanbul Karaköy’de de bir şubeleri varmış. Kale Dondurma’nın ise Çeşme Kalesi’nin karşısında ve Alaçatı girişinde iki tane şubesi var.
Tatlı için Alaçatı’daki Köşe Kahve‘nin tatlılarını mutlaka denemelisiniz. Özellikle limonlu mereng’i çok çok güzeldi sadece mereng/beze kısmı bence biraz fazla kalındı. Ama aşırı da hafifti, büyüklüğü gözünüzü korkutmasın :)
Kurabiye içinse Reyhan Pastanesi benim gözümde yıldızlaştı diyebilirim. Her fırsatta gidip yeni çeşitler denedim ve hepsi birbirinden lezzetliydi. Yazarken bile olsa da yesek diyorum doğrusu :)
Sonuç olarak çocuklu tatil için Çeşme/Alaçatı ilk tercihim olmazdı ama canınız çok gitmek isterse yazımın işinize yarayacağını umuyorum…. Yakında Datça yazımla görüşmek üzere!