Sonbaharda Çeşme ve Alaçatı

Sahil kasabalarına sezon dışı gitmeye bayılıyorum. Sakinliğini, havanının limonata gibi olmasını, sokaklarda bunalmadan dolaşıp güzelliğini içime çekmeyi seviyorum.  Örneğin daha önce kış aylarında bir kaç kez Marmaris ve Selimiye’ye gitmiştik ve o kadar mutlu olmuştuk ki! Hatta Marmaris merkezden yazın hiç hoşlanmadığımı belirtmeliyim.

Neyse… O yüzden bu sefer Çeşme ve Alaçatı’nın sonbahar halini görmeye karar verdik. Biletimizi aylar önce, tam olarak 7 ay önce :), aşırı ucuz bir uçak bileti bularak herhangi bir haftasonuna, yani geçen haftasonuna almıştık. Çeşme arabasız olmayacağı için de araba kiralayıp özgürce gezdik…

Son birkaç yıldır yolumuz hiç düşmediği için de buraları çok özlemiştim. Çocuksuzken gider “beach” “beach” gezerdik tabii… Gittiğimizde kasım ayı olmasına rağmen hava çok güzeldi. Denize girmeye bile niyetliydik ama Çeşme’nin ünlü rüzgarı gözümüzü korkuttu, giremedik. Alaçatı merkez beklediğimizden çok daha canlıydı, akşam yemek yediğimiz restoran doluydu, demek ki artık yazın hiç gidilmez. İzmirli arkadaşlarım da artık yazın hiç gitmediklerini söylediler. Anlaşılan en güzeli Mayıs ya da Eylül’de denize hala girilebiliyorken ama yaz kalabalığının azaldığı zamanlarda gitmek. Ama tabii siz “ben kalabalık isterim, gündüzleri “beach”lerde görünüp, gecelere akmak isterim” derseniz, ben mani olmayayım… :)

Bu mevsimde denize giremeyince seyahatin odak noktasını gezmek ve yemek oluşturuyor tabii. Öncelikle hiç bilmeyenler için kısaca gezilecek yerleri anlatmak istiyorum. Biz bu seyahatimizde akla gelen ilk üç yer olan Çeşme, Alaçatı ve Ilıca’da vakit geçirdik ama tabii aslında vaktiniz varsa Ildır, Paşalimanı ve Dalyan’ı da unutmamak gerekir.

Çeşme ve Çeşme Marina

2009 yılında Çeşme Marina yapılıncaya kadar Çeşme’nin pabucu da dama atılmıştı. Daha önce sadece işletmelerin olduğu çok bir çarşısı vardı. Ama sonra Çeşme Marina hem Çeşme’yi canlandırdı hem de çok güzel olduğu için gezilecek yerler listesine eklendi. Çeşme Marina’da mağazaların yanı sıra dizi dizi çok şık ve şirin, Hayal Kahvesi, Tuval, Ferdi Baba, Mado gibi kafe ve restoranlar var.

Kasımda nasıl oluyor diye sorarsanız, işlemelerin bir çoğu kapalı ama açık olanlar ufak bir haftasonu kaçamağı için yeterli oluyor. Biz pazar günü kahvaltıdan sonra gittik, kahvaltıya gelen ve bizim gibi açık havada kış güneşinin tadını çıkaran bir çok kişiyle karşılaştık.

Ilıca ve Villa Kore

Ilıca’nın geniş kumsal bir plajı var, bir de birbirinden güzel yazlık villaları…Sheraton, Ilıca Hotel gibi büyük oteller genelde burada.

Dondurmacı Veli Usta, Kumrucu Şevki, Kumrucu Erol gibi işletmelerin ilk açılan şubeleri burada bulunuyor. Bolca mideye hitap ediyor yani..  İzmir’in ünlü iki pastanesi Reyhan ve L’arpage de buraya birer şube açmış ama maalesef biz gittiğimizde kapalılardı.

Ulaşım açısından da Alaçatı ve Çeşme’nin tam ortasında olduğu için avantajlı bir noktada. İşte biz de bu yüzden ve ayrıca da Ankara’dan gelen zavallılar olarak maksimum deniz görmek istediğimiz için Ilıca’da deniz kenarında kalmaya karar verdik ve karşıma bu sene açılmış olan Villa Kore çıktı. Yazılarımı okuyanlar bilirler fabrikasyon büyük otellerden çok hoşlanmıyorum zaten…

Villa Kore Ilıca’da hemen denizin kenarında eski bir yalının otele dönüştürülmesiyle ortaya çıkmış butik bir otel. Daha sonra tam arkasına yeni bir bina da eklenerek büyütülmüş. Ama  sonuçta yalıda 10, yeni binada 18 olmak üzere toplam 28 oda var sonuçta. Yalının deniz kenarındaki bahçesi, ve odaların manzarası müthiş!

Alaçatı’da bir sürü butik otel var ama hem deniz kenarında hem butik bir yer çok nadir bulunan bir durum… Dekorasyonuyla da Alaçatı otellerinden ayrışmış, ismine uygun olarak uzakdoğu etkisini görebiliyorsunuz.

İsminin kaynağı da ilginç. Yalının sahibi aile Kore ile ticaret yapıyormuş ve oradan kazandıkları para ile burayı almışlar… Zaten şimdi otele dönüştürenler de aynı ailenin torunları. Konaklarken de aile samimiyetini hissediyorsunuz. Sonuçta biz çok memnun kaldık yani…

Alaçatı

Alaçatı merkez deniz kenarında değil ama eski Rum evleri restore edilip birer birer işletmelerin açılmasıyla tam bir cazibe merkezine dönüşen bir yer. Nostaljik taş evler gerçekten çok hoş ve şirin. Her ayrıntıya bakmaya, fotoğraf çekmeye doyamıyor insan. Özellikle son zamanlarda popüler olan Hacımemiş Mahallesi’nin yeri bambaşka. Hiç dokunulmamış sokaklar var hala ve onlar da ayrıca güzel!

Alaçatı’da Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürüyüş yapmak çok keyifli. Hatta isterseniz bisiklet kiralama imkanı da var! Özellikle sezonda geldiğinizde ise Alaçatı’nın şık ve orijinal butiklerine ve antikacılarına da göz gezdirmekte fayda var, çok güzel parçalar yakalayabilirsiniz.

Sonbaharda ise sakinliğiyle daha da güzel bir hale gelmiş. Hala insanlar var sokaklarda gezen ya da açık olan işletmelerde bir şeyler yiyip içen ama yoğunluk bence tam kararında :)

Alaçatı’nın bir de denize bakan yüzü var tabii, ki burası Dünya’nın sayılı rüzgar sörfü lokasyonlarından. Marina, konut ve otel üçlüsünü bir arada barındıran Port Alaçatı projesiyle eskisinden de popüler hale gelmiş durumda. İstanbul ve İzmir’in ünlü mekanları da yerlerini almışlar. Denizin kenarında pek bi keyifliler.. Biz cumartesi akşam yemeğimiz için buradaki Ferdi Baba’yı tercih ettik (ayrıntılarını aşağıda anlattım). Başta rezervasyon gerekmez bu mevsimde diye düşünmüştüm ama gidince “iyi ki de yapmışım” dedim. Port Alaçatı gece sakindi tabii, sezondaki gece hayatı yoktu.

Gastronomik Durumlar

Doğrusu Çeşme/Alaçatı diyince bizim aklımıza ilk kumru düşüyor. Bu durumda da eşyalarımızı otele bırakır bırakmaz Kumru avına çıktık! Önce, yaz-kış Çeşme’de yaşayan kuzenlerimin tavsiyesi ile daha az bilinen Ilıca’daki Kumrucu Hüseyin‘in yolunu tuttuk. İnternette ünlü gurmelerin de burayı tavsiye ettiğini okumuştum, ama bizim çok hoşumuza gitmedi. Daha doğrusu lezzet olarak güzeldi ama malzeme az olduğu için kuru geldi.

Biz de ne yaptık, Oradan kalkıp eski aşkımız olan Kumrucu Erol‘a geçtik ve özlediğimiz lezzeti bulduk! Buraya ertesi gün de geldiğimiz için hem sayaslı (bir çeşit üçgen peynir) hem de sayassızının tadına bakabildim. İkisi de güzeldi, sadece sayaslı olan biraz da ağır geldi bana… Kumruru Erol’un Ilıca’daki şubesinin deniz kenarında masaları olması da bir artısı oldu tabii bizim için…

Kumruculardan bahsetmişken Kumrucu Şevki‘yi atlamak olmaz. Sanırım aslında içlerinde en ünlüsü, ama biz eskiden beri Erol’u tercih ettiğimiz için Hüseyin’den sonra yeni bir maceraya atılmamak için bu sefer pas geçtik… Üstelik Çeşme Marina’da deniz kenarında çok güzel bir şubesi olmasına rağmen Pazar günü orada oturmayıp arabayla tekrar Erol’a gittik. Siz anlayın bizim durumumuzu :)

Akşam yemeği için tek gecemiz olduğu için karar vermek zor oldu. Daha önce Alaçatı merkezde gittiğimiz Tuval mi, İzmir ve Çeşme yerlisi arkadaşlarımızın tavsiye ettiği Meyhane Şerefe mi derken, deniz kenarında balık yemeyi tercih ederek yukarıda bahsettiğim gibi Port Alaçatı’daki Ferdi Baba‘yı seçtik.

Öncelikle belirtmek isterim ki, burası kışlık kullanım için de çok güzel hazırlanmıştı. Yazlık mekanın idareten kullanılması gibi bir durum söz konusu değildi. Ankara’daki favori balıkçılarımızdan çok da üstün olmasa da yediklerimiz genelde başarılıydı. Spesiyalimiz dedikleri balık pastırması benim çok hoşuma gitmedi. Zaten tam kurumamıştı da yani olmamıştı bence.. Ara sıcak olarak yediğimiz ahtapot ızgara ve karides ise parmak yediren cinstendi…

Son olarak da İmren‘den bahsetmek istiyorum. Ne yaptık ettik bir fırsat yakalayıp İmren’de oturup kurabiye ve kahve ikilisinin keyfini çıkardık. Sakızlı kurabiyesi zaten çok meşhur ama ben incirli cevizli olana da gerçekten bayıldım. Mutlaka tadın!

İşte benim gözümden de kısacık bir gezi sonrasında Alaçatı/Çeşme böyle… Umarım keyifle okumuşsunuzdur…

 

Reklam

3 thoughts on “Sonbaharda Çeşme ve Alaçatı

  1. Geri bildirim: Çocuklarla Alternatif bir Çeşme Tatili | Bir Küçük Gezgin

Bir Yorum Bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s