Tarihi Başkent Toledo

Ispanya’nın eski başkenti Toledo, sarı taşlı evleri, daracık labirent sokakları ile tarih kokan, İspanya’nın en güzel Orta Çağ kentlerinden bir tanesi. Madrid’e çok yakın olduğu için mutlaka gezi rotanıza eklemeniz gereken bir yer, hatta kırsal tarihi kasabaların aşığı olarak, iş için gitmiş olmasam Toledo’da konaklamayı, manzaranın keyfini çıkarmayı ve Madrid’e de günübirlik gitmeyi tercih ederdim. Ama tabii biz tam tersini yapmak zorunda kaldık. Yine de günübirlik geziyle de çok rahat gezilebilecek bir yer olduğunu belirtmeliyim.

Okumaya devam et

Yaşayan Şehir Madrid

İspanyollar eğlenmeyi ne kadar sevdiklerini, yeme içmeye düşkünlüklerini ve pozitif yaşam enerjilerini şehirlerine de yansıtıyorlar. E Madrid de başkent olmasıyla bu hissi fazlasıyla yaşatıyor. Bence Madrid gezip görmekten çok, o hayatı deneyimlemek için gidilecek bir şehir. Gece gündüz capcanlı bir şehir. Sokaklar insan dolu, herkes dışarıda; yiyor, içiyor, sohbet ediyor, hayatın tadını çıkarıyor!

Aslında Madrid’e gidiş amacımız iş içindi. Bu kez yanımda Bir Küçük Gezgin yerine bir arkadaşım vardı. İşlerimizi hallettikten sonra gün içinde şehri keşfetmek için bize oldukça fazla zaman kalması harika oldu tabii… Şehrin tarihi ve dolayısıyla turistik bölgesinin neredeyse tüm sokaklarına girip çıktık, karış karış gezdik. Aralarda da bolca benim önceden araştırıp bulduğum mekanları denedik. Okumaya devam et

Kitzbuhel Yeme İçme Rehberi

Kitzbuhel yeme içme rehberime geçmeden önce bu gezide denediğimiz Avusturya/Tirol yemeklerinden bahsetmek istiyorum. Bu bölgenin mutfağı ağırlıklı olarak et, patates, peynir ve hamur içeren basit yemeklerden oluşuyor. Doğrusu benim damak tadıma çok hitap ediyor. Tatlılarını da ayrıca seviyorum!

Gulaş

Macarlar’ın ünlü gulaş çorbasının bir versiyonu da Avusturya’da çok popüler. Buradakileri, çok koyu sosu olan ve Semmelknödel denilen hamur toplarıyla servis edilen bir çeşit et yahni gibi düşünebilirsiniz. Ben daha önce denemediğime çok pişman oldum ve bu sefer birçok yerde tadına baktım. Şiddetle tavsiye ederim.

Okumaya devam et

Kitzbuhel’de Kayak

Kitzbuhel’in kalbimdeki yeri bambaşka. 2007 yılında Alpler’e düzenlediğimiz ilk kayak gezisi olmasının yanı sıra, Bir Küçük Gezgin ile yaptığımız ilk yurtdışı seyahati Kitzbuhel’eydi ve böylece bu blogun da ilk yazısı o gezimizle ilgili olmuştu.

Daha önceki kayak yazılarımı okuyduysanız biliyorsunuz, o zamandan beri neredeyse her sene Alpler’e kayağa gidiyoruz hem de çoluk çocuk, kayan kaymayan, koloni halinde bir grupla!  Bu sene ise, ben de inanamıyorum ama, tam 50 kişiydik! Bu arada şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum Alpler’de kaymanın Türkiye’de kayak yapmakla mukayese kabul edilmeyecek bir deneyim olduğunu tahmin ediyorsunuzdur ama biliyor musunuz, son zamanlarda Euro/TL bu kadar fırlamasaydı Türkiye’ye göre çok daha da uygun fiyatlı bir tatil oluyordu. Şimdi ise fiyat olarak hemen hemen aynı ama keyif olarak bambaşka tabii! Okumaya devam et

Çocuklarla Viyana Gezi Rehberi

Bilirsiniz çocuklarla turistik/kültür gezisi yapınca onların da hoşuna gidecek birşeyler yapmak gerekiyor ki, onlar da keyif alsın değil mi? Viyana bu konuda hiç sıkıntı yaşamayacağınız bir yer.

Bizim çoğu gezimizde yanımızda Bir Küçük Gezgin’in arkadaşları olduğu için çocuklar her daim hayatlarından memnun oluyorlar ve sıkıntı yaşamıyoruz ama diğer yazılarımı da okuduysanız biliyorsunuzdur, ben yine de onları hiç unutmuyorum! Gerçi bu kez uzun zamandır ilk kez arkadaşsız gerçekleştirdik bir geziyi ve inanın anlatacağım aktiviteler çok kurtarıcı oldu! Okumaya devam et

Viyana Yeme İçme Rehberi

En ünlüsünden en gizli kalmışına kadar dört güne sığdırabildiğimiz tüm yeme içme deneyimlerimizle karşınızdayım. Otantik ve lokallere özgü yerler bulma çabama Viyana’da da devam ettim. Canınızı istetirsem kusura bakmayın ama işinize yarayacak bir rehber olacağına inanıyorum!

Figlmuller

Figlmüller Viyana’nın ve belki de Dünya’nın en ünlü şnitzel restoranı. Zaten şnitzelin anavatanı da Viyana ve Türkiye’de farkettiğim genel bir kanının aksine, geleneksel olarak şnitzel domuz etiyle değil dana etiyle yapılıyor. Gittiğiniz restoranlarda da genelde etini seçme şansınız bulunuyor. Okumaya devam et

Masalsı Şehir Tallinn’de Gezilecek ve Görülecek Yerler

Son zamanlarda birçok şehir için masalsı dendiğini duydum. Biliyorum, kendim de başka yerler için kullandım bu tabiri ama Tallinn gerçekten de “Masal Şehir” tanımlamasını sonuna kadar hak eden bir şehir.

Eski şehir merkezi Avrupa’nın en iyi korunmuş Orta Çağ şehirlerinden bir tanesi. Bütün olarak birbiriyle uyumlu, sivri kuleli kiliseler, kurabiyeye benzer evler ve muhteşem kapılarla dolu. Üstelik araya çirkin başka yapılar da karışmamış. Hatta tüm Tallinn’de binaların yüksekliği ile ilgili bir kısıtlama getirilmiş, böylece Eski Şehrin silueti de zarar görmemiş.

Okumaya devam et

Mersin’in Gurme Durakları

Yani bir blog bu kadar ihmal edilir. 6 ay önce başladığım yazıyı ancak tamamlayıp yayınlayabiliyorum. Mersin’e gidip kaçırmış olanlar için üzgünüm :))) 

Mersin seyahati yine bir düğün odaklı geziydi. Bu kez evlenen kuzenimdi ve kendimi bildim bileli Mersin’de yaşayan halam hem çok ama çok lezzetli yemekler yapan, hem de damak tadına çok güvendiğim birisi olunca O’nun da önerileriyle seyahatimiz tamamen gurme gezisine dönüştü. Doğrusu düğün nedeniyle başka birşeye de vaktimiz kalmadı. O yüzden bu yazımda size direkt olarak deneyimlediğimiz Mersin’in gurme noktalarını anlatacağım.

Tantuni

Okumaya devam et

Beypazarı Rehberi

Biz Ankara’lıların ara sıra değişiklik olsun diye gittiğimiz, şehir dışından gelen misafirlerimizi gezmek için götürebildiğimiz nadir yerlerden bir tanesidir Beypazarı. Ankara’dan taşınma planları içinde olduğumuz şu günlerde artık bir Beypazarı rehberi hazırlamanın zamanıdır diye düşünerek geçen ay bir fotoğraf gezisi düzenledim. Hem havalar daha fazla soğumadan gitmek isteyenler için de aydınlatıcı olur diye düşündüm.

Beypazarı’nın öne çıkan özellikleri tarihi Türk evleri ve çarşısı/pazarı… Çok eski zamanlara dayanan bir tarihi olmasına rağmen sık sık yangınlar olması nedeniyle bir çok kez yeniden inşa edilmiş bu yüzden en son 13. yüzyıldan kalma konaklar bulunuyormuş. Bu tarihi evler şu an çok güzel bir şekilde restore edildikleri ve korundukları için Beypazarı turistik bir yere dönüşmüş durumda. Okumaya devam et

Datça Severler Derneği 2016 Maceraları

Eğer insan bir yere aşık olabiliyorsa gerçekten, ben oldum, Datça’ya! Hiç bıkmıyorum hep gitmek istiyorum. Tam artık bir süre özlemem diyerek döndüğümde 1 hafta sonra özlemeye başlıyorum! Üstelik yalnız olmadığımı da farkettim. Sohbet sırasında “Ah sen de mi Datça’yı çok seviyorsun?!” diye başlayan bir yakınlaşma oluyor. Bu gidişle Datça Severler Derneği kurmam an meselesi!

Hani bu yılın yaz seyahatlerini anlatmaya başladığımda hayatımın en uzun deniz tatillerini yapmış oldum demiştim ya, tabii ki tercihim işte Datça’dan yanaydı. Huzurunu, bakirliğini, doğasını, denizini değişmem hiç bir yere, özellikle bol yıldızlı herşey dahil otellere! Ama siz bu yazımı okumaya devam etmeden önce mutlaka geçen yılki Datça yazımı okumalısınız çünkü bu kez sadece eklemelerde bulunacağım…

Okumaya devam et