En ünlüsünden en gizli kalmışına kadar dört güne sığdırabildiğimiz tüm yeme içme deneyimlerimizle karşınızdayım. Otantik ve lokallere özgü yerler bulma çabama Viyana’da da devam ettim. Canınızı istetirsem kusura bakmayın ama işinize yarayacak bir rehber olacağına inanıyorum!
Figlmüller Viyana’nın ve belki de Dünya’nın en ünlü şnitzel restoranı. Zaten şnitzelin anavatanı da Viyana ve Türkiye’de farkettiğim genel bir kanının aksine, geleneksel olarak şnitzel domuz etiyle değil dana etiyle yapılıyor. Gittiğiniz restoranlarda da genelde etini seçme şansınız bulunuyor.
Aslında Figlmüller’in şnitzeli güzel tabii ki ama öyle hayatımızda yediğimiz en güzel şnitzel diyebileceğimiz gibi değildi bence. Ama tabii bu kadar ünlü olunca gitmeyin demem asla, gidin ve kendiniz de deneyimleyin derim :) Bir de yalnız şnitzelin peynirli versiyonu gibi düşünebileceğiniz kızarmış peynirini mutlaka tadın!
Figlmüller’e gitmeye karar verirseniz unutmamanız gereken şey internet üzerinden mümkün olduğunca erkenden rezervasyon yaptırmak. Yoksa yer bulmak neredeyse imkansız ya da çok uzun sıra beklemeniz gerekiyor. Viyana şehir merkezinde birbirine yakın iki tane şubesi bulunuyor. En eski lokasyonunda yerler daha çabuk tükeniyor ama aklınızda olsun orada dana etli versiyonu yok, sadece tavuk ve domuz eti.
Sehayatlerimizde çok az yaptığımız birşey yaptık ve iki kez akşam yemeğimizi burada yedik diyeyim siz anlayın. Dekorasyonundan yemeklerine tam bir geleneksel Avusturya restoranı burası. Fıçıların içerisinde oturuyormuş hissi veren masalarında oturduk ve şnitzelin yanı sıra farklı et yemekleri ve bir çeşit geleneksel Avusturya makarna yemeği gibi düşünebileceğiniz Spatzle’ın (aşağıdaki fotoğraf) da tadına bakma fırsatı edindik.
Herşey gerçekten çok lezzetliydi ve Figlmüller ailesi üzülmesin ama şnitzeli de Figlmüller’den daha güzeldi! Bu arada porsiyonların da oldukça büyük ve doyurucu olduğunu da belirteyim giderseniz ona göre sipariş verin.
Griechenbeisl
Doğrusu Viyana’nın en eski ve otantik restoranı olan Griechenbeisl’de yemek yeme fırsatımız olamadı ama bizi Pürstner ile tanıştıran canım kardeşim buradan da çok övgüyle söz ettiği için geleneksel Avusturya yemekleri için aklınıza bulunmasını istedim. Olduğu meydan ve açık hava masaları da çok keyifli.
Her gittiğimiz yerde bir pizzacı veya hamburgerci denemezsek olmaz sanırım! :) Bu kez Viyana’nın en popüler pizzacılarından biri olan Riva Pizza’nın Favorita şubesini seçtik. Seçtiğimiz pizzalar biraz sulu olmakla beraber lezzetliydi ama kaçırılmayacak birşey diyemeyeceğim.
Le Bol sandviç, salata, kiş, tart gibi seçenekler bulabileceğiniz ve lokaller arasında çok popüler bir Fransız bistrosu. Öğle yemeği için çok iyi bir alternatif ve özellikle dışarıdaki masaları çok keyifli. İçerisi biraz sıkışık ve kalabalık oluyor. Bizim tadına bakacak yerimiz kalmamıştı ama Fransız tatlılarının da çok lezzetli olduğunu öğrendim.
Motto am Fluus Tuna nehri kıyısında, çok güzel manzaralı ve yine lokaller arasında çok popüler olan modern bir restoran. Aslında her öğün için önerilmesine rağmen özellikle kahvaltısı çok övüldüğü için biz bir sabah kahvaltımızı burada yaptık. Hava serin olduğu için terasının pek keyfini çıkaramadık ama yediklerimize bayıldık. Herşey çok taze ve lezzetliydi. Tatlı rafı da çok lezzetli görünüyordu. Modern bir Viyana restoranı denemek isterseniz tarihe merkeze yürüme mesafesindeki Motto am Fluus’u kaçırmayın.
Palmenhaus kahvaltı için tercih ettiğimiz bir başka mekan. Öğle yemeği için de iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum. Yediklerimiz kötü değildi ama çok özel de değildi. Diğer taraftan ortamı için mutlaka gitmenizi öneriyorum, çünkü burası Hofburg Sarayı’nın arkasında bulunan Burggarten parkının içinde, Art Nouveau tarzda inşa edilmiş, aşırı güzel, dev bir seranın içinde palmiyelerin arasında yemek yiyebileceğiniz çok keyifli bir yer! Zaten Palmenhaus da Palmiye Evi anlamına geliyor…
Avusturya mutfağının ünlü yemeklerinden bir tanesi de haşlanmış dana etinin çeşitli soslar ve garnitürlerle servis edildiği Tafelsplitz adlı bir yemek. Plachutta da en iyi Tafelsplitz’i yapan geleneksel bir Avusturya restoranı. Doğrusu bu sefer Tafelsplitz bize çok cazip gelmediği için biz gidip tadına bakmadık ama siz denemek isterseniz diye Plachutta’yı da listem eklemek istedim.
İnternette övgüyle söz edilen bu fırının tam yanındaki binada kalıyor olduğumuz için şanslı olduğumuzu düşünmüştüm ama maalesef bizim için sadece pratik oldu. Ürünleri bence çok sıradandı. Görünüşleri şahane ama değil mi? Süs gibi…
Ströck Viyana’da metro istasyonları için her köşede karşınıza çıkan bir zincir fırın. Sağlıksız sağlıksız ürünler satan, fast food mekanlarındansa böyle güzel kahvesi olan ve atıştırmalık/kahvaltılık ürünler satan bir zincileri olduğu için Viyana’lılar şanslı bence. Ama tabii onlar da rağbet etmişler de büyümüş değil mi? Aşağıdaki fotoğraf Viyana Oktoberfest’indeki standlarından..
Burası lokaller arasında da aşırı ünlü ayaküstü atıştırmalık cenneti bir restoran. Kanape gibi üstü açık minik sandviçler ve yanında da minik bira servis eden konsept bir yer.
Doğrusu bana çok çekici gelmediği için gitmeyi düşünmemiştim ama bir gün öğlen yemeğini Figlmüller’de yedikten sonra akşam için hafif birşeylere ihtiyaç duyunca iyi bir alternatif oldu. Herşey de gayet tazeydi. Öğün geçiştirmek için ideal. Adını akında tutabilenlere de ayrıca ödül veriyorlarmış… :)
Manner hepimizin çocukluğumuzdan beri bildiği çok katlı gofretlerin orijinalini üreten firma. Bu gofretleri 1898 yılından beri üretiyorlarmış ve çok da ünlü. O kadar ki, ana meydanda tam Aziz Stefan Katedrali’nin yanında turistik bir dükkanları var.
Buradakiler çok taze olduğu için midir bilemiyorum ama gofretleri bizim de hoşumuza gitti. Çok da güzel bir hediyelik seçeneği olarak aklınızda bulunsun.
Viyana Kafeleri ve Kahve Kültürü
Viyana’nın kahve ile tanışmasının Türkler sayesinde olduğunu biliyor muydunuz? Viyana’lılar kahve ile ilk kez Viyana kuşatması sonrasında Türkler’in bıraktığı kahve çekirdekleri ile karşılaşıyorlar. Kafeler ya da kahvehaneler ilk kez Viyana’da açılmıyor tabii ki ama Viyana’dakiler zamanlar o kadar çok gelişiyor ve kendilerine has bir tarzları oluyor ki “Viyana Kafeleri” diye bir kavram ortaya çıkıyor ve bugün bu kahve ve kafe kültürü, UNESCO Dünya Mirası listesinde koruma altına alınmış durumda. Viyana kahve/kafe kültürü sadece kafelerin dekorasyonundan ya da kahvenin yanı sıra surulan ürünlerden oluşmuyor tabii ki, küçük evlerde yaşayan Viyanalılar’ın yaşam alanına ve sanatçı ve edebiyatçıların buluşma noktasına dönüşmesiyle sosyal bir anlam kazanmasıyla oluşuyor.
Şu anda bu tarihi Viyana kafelerinin en popüler olanları Cafe Central, Cafe Hawelka, Cafe Landmann, Demel ve Cafe Mozart. Tabii biz de bunlardan bazılarını ve başka kafeleri de denedik. Yalnız şunu belirtmeliyim ki bu popüler olanlar gerçekten çok turistik ve kalabalıklar. Bu yüzden bana ortamları biraz soğuk ve resmi geldi. Hatta şöyle söyleyeyim Hawelka ve Mozart’a oturduk ama kalabalıktan sipariş veremeyip kalktık.
Demel’e gitmezsek olmazdı ama! O ünlü tatlıları denemeliydik. Hatta Viyana’ya adım atar atmaz gittiğimiz yer burasıydı. Avusturya’nın en ünlü tatlılarından biri olan Apple Strüdel’i Demel’de denemenizi tavsiye ederim (Yazının ilk fotoğrafı Demel’den). En canlı sokaklardan birindeki lokasyonuyla dışarıdaki masaları da çok çok keyifliydi.
Landmann’ın şehirde birkaç noktada şubesi bulunuyor ve başta bunlardan bir tanesinin bizim de gideceğimiz Viyana Hayvanat Bahçesi’nde olması bana çok cazip gözükmüştü. Nasıl olsa acıkacaktık ve Landmann gibi ünlü bir kafeyi denemiş olurduk. Ama maalesef çok iyi bir fikir değilmiş. Yemekler lezzet açısından çok sıradandı ve Apple Strüdel’i de beğenmedim. Sossuz (soslu tercih yoktu) olduğundan mı bilmiyorum ama tam bir hayal kırıklığıydı.
Viyana merkezli Avrupa’nın en büyük ve en ünlü kahve üreticilerinden biri olan Julius Meinl’in Viyana’nın tarihi merkezinin en canlı noktalarından birinde (ünlü Graben caddesi üzerinde, Demel ile aynı hizada) bir kafesi ve aynı zamanda gurme ürünler satan bir marketi ve şarap tadım ve satış dükkanı bulunuyor. Demel gibi sokak üzerindeki masaları çok keyifli. Tahmin edebileceğiniz gibi kahveleri çok güzel ama tatlıları da çok lezzetli.
Kleines Almanca’da küçük demekmiş. Adından anlayacağınız gibi burası çok şirin, minik bir kafe. İçerisi çok sıkışık ama Viyana’nın en merkezi yerlerinden birinde olmasına rağmen çok sakin ve güzel küçücük bir meydan olan Franziskanerplatz’da yer alıyor. Meydandaki masalarında oturup kahve içmek Viyana deneyiminizi tamamlayacak bir aktivite olacaktır. Güzel kahvelerinin yanı sıra tadına baktığımız croissantları da tam benim damak tadıma göreydi! Bu arada her ne kadar adı fransızca olsa da croissantların kökeninin Avusturya olduğunu biliyor muydunuz? Zaten croissanta benzeyen diğer hamur işlerine de genel olarak Viennoiserie yani “Viyana Şeyleri” deniliyor. Bu da böyle küçük bir bilgiydi.. :)
Bu arada Kleines Cafe’deki garsonumuzun Türk olmasından aklıma gelen bir deneyimimizi paylaşmak istiyorum. Evet gerçekten Avusturya’da ve özellikle de Viyana’da çok fazla Türk’le karşılaşabiliyorsunuz. Ama İngilizce konuştuğumuz için her seferinde birbirimizin Türk olduğunu anlamamız çok geç ve komik bir şekilde oldu.
Bir Viyana gezisi Sachertorte yemeden veya bir Viyana yazısı Sachertorte’den bahsetmeden tamamlanamaz. Sachertorte, Türkiye’de sıklıkla karşıma çıkan ve gerçeğini yedikten sonra hiç birinin orijinaliyle alakası olmadığını fark ettiğim, kayısı marmelatlı ve çok yoğun çikolatalı bir çeşit pasta. Yaratıcısı Bay Sacher bu tatlının ilk versiyonunu Demel’de müşterilere sunduğu için Demel ile Sacher Otel arasında yasal bir savaş yasanmış ama Orijinal Sachertorte versiyonun Sacher Otel’e ait olduğuna karar verilmiş. Dolayısıyla biz de Sachertorte’yi Sacher Kafe’de denemeye karar verdik. Ama gidince bir görelim ki, Asya turistler kapı önünde sokaklara taşan bir kuyruk oluşturmuş. Sonra dışarıda küçük bir satış ünitesi olduğunu görünce çok sevindik ve görece daha ufak bir sıra sonrasında Sachertorte’lerimize kavuştuk. Doğrusu bana biraz fazla şişirilmiş balon gibi geliyordu bu Sachertorte konusu ama yanıldığımı gördüm ve çoook beğendim. Bence lezzetindeki en önemli faktör çok kaliteli çikolata ve malzemeler kullanıyor olmaları. Güzel haber: 10-15 gün kadar bozulmadan durabildiği için hediyelik ya da daha sonra yemelik de alabiliyorsunuz. Hatta havaalanında da orijinallerinden satılıyor ama tabii Sacher Kafe’dekiler daha taze.
Viyana’da gezilecek ve görülecek yerlerle ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
Bir Küçük Gezgin 
Geri bildirim: Kitzbuhel Yeme İçme Rehberi | Bir Küçük Gezgin