Disneyland Paris Seyahati 2. Bölüm – Paris

2 tam günü Disneyland’da geçirmek bizim için gayet yeterli oldu ve 4. gün sabah erkenden ayarladığımız özel bir transferle Paris’teki otelemize doğru yola çıktık. Bu, çoluk çocuk hızlı trenle gitmekten de çok daha ucuz ve rahat oldu. Yolculuğumuz yaklaşık 1 saat sürdü. Daha önceki Paris seyahatimizde olduğu gibi, bu sefer de tercihimiz süper bir konuma sahip Hotel Moliere oldu. Otelimize yerleştikten sonra biz ailecek benim özellikle gitmem gereken bir kaç mağazaya alışverişe gittik. Hedeflediğimiz mağazalar zaten otele yakın ve Les Halles denilen güzel bir bölgede olduğu için yürüyerek gidip işlerimizi halletmemiz bile ayrı bir tat verdi. Arkadaşlarımız ise bu sırada Eiffel Kulesi’ni ziyaret ettiler.

Onlarla öğleden sonra Saint Germain’deki Leon de Bruxelles‘de buluştuk ve uzun ve keyifli bir yemek yedik. Leon de Bruxelles midyeleri ile ünlü bir restoran zinciri.

leon

Ben ilk kez gittim. Midye ile pek aram olmamasına rağmen sarımsaklı ve kaşarlı midyenin tadına baktım ve beğendim. Yine de kendime patates püresine sarılı karides ve salata söyledim ve afiyetle yedim. Deniz ürünleri canavarı olan Küçük Gezgin ise midye tavaya bayıldı! Okumaya devam et

Londra Paris Hattı – 2. Bölüm: Paris

Paris’e trenle geldiğimiz için otele ulaşıp yerleşmemiz ve kendimizi tekrar dışarı atmamız çok kısa sürdü. Bu trenle seyahat etmenin çok önemli bir avantajı bence…

Otelimiz Louvre Müzesine iki adım mesafede, çok merkezi konumdaki Hotel Moliere‘di. Bu oteli bir seyahat dergisinde Paris’deki gidilebilecek butik oteller listesinde bulmuştum ve bu sefer turnayı gözünden vurmuştuk: otelimiz tertemiz, şirin ve süper bir konuma sahipti. Odaların dekorasyonu ise klasik Fransız tarzındaydı.

hotelmoliere
Okumaya devam et