Kıbrıs’ın Deniz Kaplumbağaları ile Tanışmak İster Misiniz?

Instagramdaki kaplumbağa yavrusu paylaşımımda söz verdiğim gibi gecikmeden Kıbrıs’ın deniz kaplumbağalarını anlatacağım bugün size. Üstelik şimdi tam gözlem mevsimi ve bayram tatilcilerini otelden çıkartmak için bir bahane olabilir!

Kıbrıs’a geçen sene ilk kez “burada yaşayabilir miyiz” gözüyle bakmaya geldiğimizde öğrenmiştim ki, Kıbrıs’ın bakir, uzun ve geniş kumsalları deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bırakmaları için çok uygunmuş. E zaten de Akdeniz’de yumurta bıraktıkları en önemli noktalardan biriymiş.

Okumaya devam et

Mersin’in Gurme Durakları

Yani bir blog bu kadar ihmal edilir. 6 ay önce başladığım yazıyı ancak tamamlayıp yayınlayabiliyorum. Mersin’e gidip kaçırmış olanlar için üzgünüm :))) 

Mersin seyahati yine bir düğün odaklı geziydi. Bu kez evlenen kuzenimdi ve kendimi bildim bileli Mersin’de yaşayan halam hem çok ama çok lezzetli yemekler yapan, hem de damak tadına çok güvendiğim birisi olunca O’nun da önerileriyle seyahatimiz tamamen gurme gezisine dönüştü. Doğrusu düğün nedeniyle başka birşeye de vaktimiz kalmadı. O yüzden bu yazımda size direkt olarak deneyimlediğimiz Mersin’in gurme noktalarını anlatacağım.

Tantuni

Okumaya devam et

Beypazarı Rehberi

Biz Ankara’lıların ara sıra değişiklik olsun diye gittiğimiz, şehir dışından gelen misafirlerimizi gezmek için götürebildiğimiz nadir yerlerden bir tanesidir Beypazarı. Ankara’dan taşınma planları içinde olduğumuz şu günlerde artık bir Beypazarı rehberi hazırlamanın zamanıdır diye düşünerek geçen ay bir fotoğraf gezisi düzenledim. Hem havalar daha fazla soğumadan gitmek isteyenler için de aydınlatıcı olur diye düşündüm.

Beypazarı’nın öne çıkan özellikleri tarihi Türk evleri ve çarşısı/pazarı… Çok eski zamanlara dayanan bir tarihi olmasına rağmen sık sık yangınlar olması nedeniyle bir çok kez yeniden inşa edilmiş bu yüzden en son 13. yüzyıldan kalma konaklar bulunuyormuş. Bu tarihi evler şu an çok güzel bir şekilde restore edildikleri ve korundukları için Beypazarı turistik bir yere dönüşmüş durumda. Okumaya devam et

Datça Severler Derneği 2016 Maceraları

Eğer insan bir yere aşık olabiliyorsa gerçekten, ben oldum, Datça’ya! Hiç bıkmıyorum hep gitmek istiyorum. Tam artık bir süre özlemem diyerek döndüğümde 1 hafta sonra özlemeye başlıyorum! Üstelik yalnız olmadığımı da farkettim. Sohbet sırasında “Ah sen de mi Datça’yı çok seviyorsun?!” diye başlayan bir yakınlaşma oluyor. Bu gidişle Datça Severler Derneği kurmam an meselesi!

Hani bu yılın yaz seyahatlerini anlatmaya başladığımda hayatımın en uzun deniz tatillerini yapmış oldum demiştim ya, tabii ki tercihim işte Datça’dan yanaydı. Huzurunu, bakirliğini, doğasını, denizini değişmem hiç bir yere, özellikle bol yıldızlı herşey dahil otellere! Ama siz bu yazımı okumaya devam etmeden önce mutlaka geçen yılki Datça yazımı okumalısınız çünkü bu kez sadece eklemelerde bulunacağım…

Okumaya devam et

Şirinliğine Gölge Düşmüş Köy Şirince

Şirince’yi çok uzun zamandır görmek istiyordum ama bir türlü yolumuzu düşürememiştim. Bu yıl Çeşme’den Datça’ya giderken hemen hemen yolumuzun üzerinde olduğunu farkedince hemen programımıza Şirince’yi de ekledim.

Şirince İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı eski bir Rum köyü. Okumaya devam et

Çocuklarla Alternatif bir Çeşme Tatili

Hatırlarsanız geçen Kasım ayında çocuksuz ufak bir Çeşme kaçamağı yapmıştık ve o vesileyle Çeşme ve Alaçatı gezi rehberi yayınlamıştım. (O yazıma buradan ulaşabilirsiniz). Bu kez Bir Küçük Gezgin ile ikimiz, ilk defa babasını bırakarak tatile çıktık ve önce Çeşme’ye yaz-kış orada yaşayan kuzenimi ziyarete gittik. O’nun da 2 ve 7 yaşlarında çocukları olunca ortaya çocuk aktiviteleri odaklı alternatif bir Çeşme tatili çıktı.

Okumaya devam et

Fethiye’den Ekincik’e Tekne Seyahati

Hayatımda hiç bir zaman yazlıkçı olmadım. O nedenle de deniz tatillerim hep kısa oldu ama bu yaz şartlar uygun oldu; planladığımdan da fazla deniz tatili yapma fırsatı doğdu ve kendi rekorumu kırarak benim için eşsiz güzellikte olan Ege kıyılarında bolca vakit geçirdim. Arada bir de ülke gündeminin üzerimizde yarattığı huzursuzluk, mutsuzluk ve ümitsizlikler de eklenince seyahatlerimizi blogda anlatmak için bir süre fırsat ve moral bulamadım doğrusu. Ama artık anılar eskimeye başlamadan sırasıyla sizinle paylaşmak ve Ramazan Bayramı’ndaki Fethiye-Ekincik rotasındaki tekne gezimizle başlamak istiyorum.

Mavi Yolculuk bizim gibi denizi, doğayı ve huzuru sevenler için eşsiz bir deneyim. Daha önce bir çok kez tekne ile çıktığımız gezileri, bu gezilerle ilgili pratik bilgileri ve tabii ki çocuklarla tekne tatili ile ilgili ip uçlarımı yazmıştım. (Buraya tıklayarak hepsini okuyabilirsiniz) O yüzden bu kez direkt olarak bu seferki rotamızı ve bu gezimizde edindiğimiz dersleri anlatmak istiyorum. Okumaya devam et

Alsas Şarap Yolu ve Kara Ormanlar Gezi Rotası

Her zamanki gibi aylar öncesinden plan yaparak Nisan ayının sonu için arkadaşlarımızla birlikte gitmek için, bence en güzel bahar rotalarından biri olan Alsas (Alsace) ve Kara Ormanları içeren bir gezi programı hazırladım. Hazır zamanı gelmişken, belki bahar kaçamağı planlayanlar vardır diye Toskana ve Cinque Terre gezimizdeki gibi gezi rotamızı yayınlamaya karar verdim. Bu rotayı seçebilmek için yaklaşık 8-10 tane farklı rota alternatifi hazırladım ve kendi kriterlerimize göre en pratik ve en çok hoşumuza gidenini seçtim. Geziyle ilgili yazılarıma, ben yayınladıkça, bu yazı üzerindeki günlere de tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Şunu da belirtmek isterim ki görmek istediğimiz başlıca yerleri görmek dışında rotayı belirlerken kriterlerim arasında (i) Floransa’daki kötü tecrübemizden sonra arabada valiz bırakmamak, (ii) günlük minimum miktarda yol gidip gelmek (iii) çoluk çocuk koştur koştur bir plan yerine, istediğimiz yerlerde uzun uzun oturup keyif yapabilmek ve (iv) özellikle Europa Park gününe yağmurlu gün denk getirmemek için esnek hareket edebilmek vardı. Size de yol gösterici olacağını umuyorum. Aşağıdaki haritada bahsettiğim yerleri görebilir, ve hatta bu haritayı kendi planınızı hazırlamak için kullanabilirsiniz.

Okumaya devam et

Sonbaharda Çeşme ve Alaçatı

Sahil kasabalarına sezon dışı gitmeye bayılıyorum. Sakinliğini, havanının limonata gibi olmasını, sokaklarda bunalmadan dolaşıp güzelliğini içime çekmeyi seviyorum.  Örneğin daha önce kış aylarında bir kaç kez Marmaris ve Selimiye’ye gitmiştik ve o kadar mutlu olmuştuk ki! Hatta Marmaris merkezden yazın hiç hoşlanmadığımı belirtmeliyim.

Neyse… O yüzden bu sefer Çeşme ve Alaçatı’nın sonbahar halini görmeye karar verdik. Biletimizi aylar önce, tam olarak 7 ay önce :), aşırı ucuz bir uçak bileti bularak herhangi bir haftasonuna, yani geçen haftasonuna almıştık. Çeşme arabasız olmayacağı için de araba kiralayıp özgürce gezdik… Okumaya devam et

Floransa ve Pisa

Ve sıra geldi Floransa’ya… Gezimizin beşinci gününün sabahında, Toskana gezimizin finalini yapmak üzere bir önceki yazımda anlattığım Castello Bibbione’deki otelimizden sabah ayırılarak kiralık arabalarımızla Floransa’ya doğru yola çıktık.

Planımız araçları kapalı otoparka bırakarak iki gün boyunca Floransa’yı yaya olarak gezmekti. Yalnız konaklayacağımız yere giriş yapmak için saat henüz erken olduğu için ve daha sonra çocuklarla yürüyerek ulaşmamız da zor olacağı için arabaları teslim etmeden önce Michelangelo tepesine uğrayıp Floransa’nın tümüne hakim manzarası ile şehre bir “merhaba” demeye karar verdik. Ama maalesef sonuçta Floransa bizi pek hoş karşılamadı! Okumaya devam et