Datça Severler Derneği 2016 Maceraları

Eğer insan bir yere aşık olabiliyorsa gerçekten, ben oldum, Datça’ya! Hiç bıkmıyorum hep gitmek istiyorum. Tam artık bir süre özlemem diyerek döndüğümde 1 hafta sonra özlemeye başlıyorum! Üstelik yalnız olmadığımı da farkettim. Sohbet sırasında “Ah sen de mi Datça’yı çok seviyorsun?!” diye başlayan bir yakınlaşma oluyor. Bu gidişle Datça Severler Derneği kurmam an meselesi!

Hani bu yılın yaz seyahatlerini anlatmaya başladığımda hayatımın en uzun deniz tatillerini yapmış oldum demiştim ya, tabii ki tercihim işte Datça’dan yanaydı. Huzurunu, bakirliğini, doğasını, denizini değişmem hiç bir yere, özellikle bol yıldızlı herşey dahil otellere! Ama siz bu yazımı okumaya devam etmeden önce mutlaka geçen yılki Datça yazımı okumalısınız çünkü bu kez sadece eklemelerde bulunacağım…

Bu yıl geçen seneki deneyimlerimizden sonra bazı şeyler klasikleşmeye başladı. Yine yol üzerinde Mavi Pide’de yemek yedik ve yine Ovabükü’ndeki Kasapoğlu Pansiyon’da kaldık. Aslında Mesudiye genelinde gayet başarılı işletilen minik minik bir sürü aile işletmesi var, ama manevi bir bağımız oluştu bizim, Kasapoğlu’ndan şaşmadık. Pansiyonumuzu geçen seneki yazımda ayrıntılı anlatmıştım sadece pansiyon sahibi Mustafa Bey’in ellerinden çıkan müthiş lezzetli pidelerden bahsetmeyi unutmuşum! Perşembe öğlenleri pide zamanı, eğer Datça’da olursanız kaçırmayın! Et oburları bile mutlu eden otlu pidesini de mutlaka deneyin.

Palamutbükü

Geçen yıl gittiğimizde arkadaşlarımızdan bir tanesinin ayağı maalesef alçıdaydı. O yüzden Palamutbükü’nde çok fazla vakit geçirememiştik. Bu yaz daha fazla gittik, pırıl pırıl denizinde kendimizi kaybettik. Koyu gölgeli ağaçlarının altında vakit geçirdik. İki tane de gurme keşfim oldu bu sene: birincisi sahil yolunda şirin ahşap bir bungalovda yöresel ürünler satan Datça’m markasının karamelize şekerli bademleri, ikincisi de yine sahil yolunda müthiş bir dondurmacı ama adını bilmiyorum :)))) Organik Restoran’ın bitişiğinde, belki de oraya ait üzerinde %100 Keçi Sütü yazan minik bir dondurma standı. Kaçırmazsınız bence….

Tekne ile Ege koylarını didik didik gezmiş biri olarak söylüyorum Palamutbükü’nün denizi gerçekten inanılmaz güzellikte. Ovabükü deniz yönünden biraz gölgede kalıyor ama biz daha sakin olmasını seviyoruz ve vazgeçmiyoruz. Hatta Ovabükü’nün denizi çocuklar için biraz dalgalı bile ama bizimkiler için ekstra eğlence kaynağı oldu o ayrı :))

Hayıtbükü

Bu sene daha fazla vakit geçirdiğimiz bir diğer koy da Hayıtbükü, bunun aslında tek sebebi sabahları Ovabükü’nden Hayıtbükü’ne yürüyüş yapmış olmamız. Yaklaşık 15-20 dakikada ulaşabiliyorsunuz ve gerçekten çok keyifli ve bol manzaralı bir yürüyüş yolu. Biz Ankara’lılar için bulunmaz bir nimet! Yine önceki yazımda bahsettiğim gibi Hayıtbükü daha kapalı bir koy olduğu için orada denize girmeyi sevmiyoruz ama illa ki kumlu deniz isteyen özellikle çocuklu aileler için ideal. Dalga da az…

Datça Merkez

Kaç seferdir Datça Merkezi’ne uğramadan geçiyorduk ve çok uzun zamandır limana gitmemiştik. Bir akşam keşfe gittik, biraz da sahil kenarında yürüyüş yapma planımız vardı ama kalabalık bizi şoke etti.

Çarşıdan taze badem, el yapımı sabunlar, gibi yöresel ürünler satın aldık sonra da koşarak Ovabükü’nün sakinliğine geri kaçtık :)) Alışveriş için Palamutbükü’ndeki Datça’mın şubesini, Datça Yöresel Ürünler’i ve bir önceki yazımda anlattığımda da çok güzel organik ürünler üreten Olive Farm’ın merkezdeki dükkanını ziyaret edebilirsiniz. Hepsi Atatürk Caddesi üzerinde…

Eski Datça

Eski Datça ise yine sokaklarında gezmeye doyamadığım bir yer. Bu yaz bir kez sabah erkenden tek başıma gidip bol bol fotoğraf çektiğim keyifli bir gezi gerçekleştirdim. Bir kez de akşam çoluk çocuk gittik. Akşam gittiğimizde de yeni bir yer deneyimlemek adına Datça Sofra’sında yemek yedik. Aslında güvenebildiğim bir kaynak bulamamıştım internette ama olan yorumlar gayet iyiydi. Çok sert yorumlar yazmaktan hoşlanmıyorum ama bütün keyfimizi kaçıran bir yemek oldu. Sözde ünlü bademli köftesi de hikaye… Bence uzak durun!  Şimdi bu tatsız konuyu Eski Datça fotoğraflarına dalarak unutalım isterseniz..

 

Datça’da güzellikler ve gezecek, keşfedecek yerler bitmiyor, darısı 2017’de sizin ve bizim başımıza! :)

 

 

 

Reklam

Bir Yorum Bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s