Fark ettim ki, sanki herkes Ankara’yı çok iyi biliyormuş ya da Ankara’da yaşıyormuş gibi hiç Ankara’dan bahsetmiyorum. Ankara pek de turistik bir kent olmasa da, yolunuz düşerse ilginizi çekebilecek yerler veya çocuklarla yapılabilecek değişik aktiviteler var.
Ankara’yı tanıtmak için geçen hafta Bir Küçük Gezgin’le birlikte keşfettiğimiz Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Çengelhan Rahmi Koç Müzesi iyi bir başlangıç olur sanırım… İki müze de Ankara Kalesi yakınında bulunuyor. Biz günümüze yol üzerindeki ilk durak olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile başladık.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne en son küçükken okul gezisi ile gitmiştim. Bu yılın Mayıs ayında yenilerek tekrar açılmış. O kadar modern ve şık olmuş ki anlatamam.
Zaten müzenin bulunduğu binalar da yaklaşık 500 yıllık bir geçmişe sahip tarihi yapılar olduğu için, müzenin içindeki eserlerle uyumlu mistik bir havası var.
Anadolu Medeniyetleri müzesinde ilk çağlardan günümüze kadar Anadolu eserleri sergilenmekte. Eserlerin yanı sıra görüntülü anlatımlar ve bal mumundan sahne canlandırmaları da var.
Bir Küçük Gezgin eserleri incelemeyi çok sevdi. Her yaştan çocuğun ilgisini çekebilecek bir şeyler bulabilirsiniz diye düşünüyorum ve tavsiye ediyorum.
Bu arada değinmeden geçemeyeceğim. Şaşırtıcı ama Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1997 yılında Avrupa’nın en iyi müzesi seçilmiş.
Sadık Usta’nın Yeri
Müzeden çıktığımızda karnımız çok acıkmıştı ve tabii Ankara Kalesi’ne gelip de Sadık Usta’nın Yeri’nde yemeden olmaz diyerek, Kale’nin önündeki ufak meydanda yer alan bu Erzurum oltu cağ kebapçısının yolunu tuttuk. Yatık döner (oltu cağ kebabı) her zamanki gibi çok lezizdi.
Yalnız aklınızda olsun, yatık dönerden başka bir yemek alternatifi yok. Bir Küçük Gezgin et obur olduğu için bizim için problem olmadı :)
Çengelhan Rahmi Koç Müzesi
Çengelhan Rahmi Koç Müzesi de, adı üzerinde, yine tarihi bir yapı olan Çengel Han’ın içerisinde. 16. yüzyıldan kalma Han’ın içerisinde müzenin yanı sıra Divan Brasserrie bulunuyor. Divan’ın yemekleri her zaman belli bir standardın üzerinde oluyor ama ben burayı özellikle ortamı için çok seviyorum. Büyülü ortamıyla ufak çaplı organizasyonlar için de biçilmiş kaftan.
Biz daha önce bir kaç kez buraya gelmemize rağmen ve hatta Ramazan’da keyifle iftar yapmamıza rağmen müzeyi gezme fırsatımız olmamıştı. Müzede geçmişten günümüze endüstri ürünleri sergileniyor. Binayı olduğu gibi korudukları için bazı odalara girerken başınızı eğerek girmeniz gerekiyor.
Eski tren modellerinden dalgıç kıyafetlerine, televizyonlara kadar bir çok şeyi eski halini görebiliriz. Çocuklar için gerçekten çok uygun bir müze, üstelik eski ve ahşap oyuncaklar da var.
Müzeyi gezerken öğrendik ki, cumartesi günleri ücretli ve rezervasyonlu, 4-14 yaş arası çocuklar için yaratıcılık atölyeleri düzenleniyormuş. Ne güzel değil mi?
Müzelerde bu tarz çocuklar için daha fazla etkinlik olması dileğiyle…
Not: Ankara Kalesi ile ilgili yazıma buradan ulaşabilirsiniz
Geri bildirim: Pratik Ankara Kalesi Gezi Rehberi | Bir Küçük Gezgin
Geri bildirim: Çocuklarla Alternatif bir Çeşme Tatili | Bir Küçük Gezgin