Rodos’un Restoranları (3. Bölüm)

Yunanlar’ın yemek kültürü bize çok benziyor. Rodos için de aynı durum söz konusu ama ada olmasına da bağlı olarak Rodos’da restoranlar deniz ürünleri ağırlıklı. Eğer deniz ürünleriyle aranız iyi değilse aç kalmazsınız ama Ada’nın pek de tadını çıkaramazsınız bence…

Meze ve yemeklerin hazırlanma ve pişirme şekli de bize çok benziyor ama tabii tamamen aynı değil. Örneğin kalamar dolmayı, kalamar tavadan daha çok tercih ediyorlar. Ahtapotu da güneşte kurutuyorlar.

Genelde restoranların menüleri de birbirine çok benziyor. Kalamar dolmanın içi de gittiğimiz tüm restoranlarda aynıydı: peynir, biber ve baharatlar… Farklı yapan yerler varmış ama bize denk gelmedi.

Kalamar Dolma


Kalabalık grup olarak gittiğimiz için gittiğimiz her restoranda çok farklı çeşit sipariş verip tatma imkanımız oldu. Çocuklara kalamar tava, kendimize kalamar dolma, ahtapot, simi karidesi denilen minik kabuklu çıtır karidesleri her yerde denedik. Sonuç olarak denediğimiz tüm restoranlarda lezzet ortalamanın üzerindeydi. Rodos yeme-içme düşkünleri için güzel bir yer lakin şunu da belirtmeden edemeyeceğim: Denediklerimizden hiç biri bizim Ankara’daki favori balıkçılarımız olan Kalbur ve Kolyoz‘un yanına bile yaklaşamaz :))

Şimdi gelelim denediğimiz (ve 2 tane de deneyemeyip içimizde kalan) restoranlara:

Odyssey: Rodos’un merkezinde yediğimiz ilk akşam yemeğimizi burada yedik. Daha önce Rodos’a gelen arkadaşlarımız öve öve bitirememişlerdi diyebilirim. Rodos’un eski merkezinde tarihi binaların arasında olduğu için ortam çok hoş, yemekler de güzel ama bana biraz fazla turistik geldi. Komşuya özgü Manouri peynirini ilk kez burada denedim ve özellikle Manourili salatasını çok beğendim.

Odyssey, Rodos

Nikos: Bu restoranı sanırım tüm Türk blogcular denemişler :) İnternette çok tavsiye edildiği için biz de mutlaka denemeliyiz diye düşündük. Memnun da kaldık. Genelde mezelerden sonra balık yemeğe yerimiz kalmıyor ama burada hem mezelerden hem de balık yeme fırsatımız oldu. Ahtapot dışındaki her şeyi çok beğendik. Ahtapot biraz sertti. Simi karidesleri ise parmak yediren cinstendi. Yeri Yeni Rodos kısmında olduğu için Eski Rodos restoranları kadar romantik ve masalsı bir ortamı yok ama şirin bir ege restoranı havası vardı.

Nikos Taverna, Rodos

Argo: Argo, Rodos’un koyları yazımda bahsettiğim, Haraki Koyu’ndaki restoran. Burayı birlikte gittiğimiz arkadaşlarımız önceki gelişlerinde tesadüfen keşfetmişler. Resmen denizin içinde…

Argo Restoran, Haraki, Rodos

Burada bir kez hafta içi bir kez de pazar günü akşam yemeği yedik. Her iki akşam da restoran Rodos’un yerlileri ile doluydu. Ki bu da bizim için olumlu bir işaret. Yalnız pazar günü yediğimiz yemeği diğeri kadar çok beğenmedik, aklımıza “acaba şef izinli mi” sorusu takıldı doğrusu… İlk akşam yediğimiz her şey çok lezzetliydi. Özellikle ahtapot salataya bayılmıştık, ikincide hüsran oldu. Fiyatları ise Rodos merkeze göre uygundu.

Bu arada link verirken fark ettim, internet sitelerinde “fine dining” yazıyor ama hiç ilgisi yok :))

Maroulakis: Burayı anlatmadan önce restoranın olduğu Embonas Köyü’nü anlatmalıyım. Embonas, üzüm bağlarının olduğu, şarapçılık yapılan Rodos’un iç taraflarında olan minicik bir dağ köyü. Biz keşif için gittik. Afandou’dan Embonas’a ulaşmamız 1 saat sürdü. Kıyı yolundan içeriye sapar sapmaz ormanlık alan başlıyor. Yol virajlı ama çok güzel. Köy tepede olduğu için manzaraya karşı oturup şarap içilebilecek yerler var. Önce bir yerde oturup şarap-peynir keyfi yaptık. Sonra da oranın sahibine nerede yemek yiyebileceğimizi sorduk. O da bize köyün merkezindeki Maroulakis’i önerdi veeeeeeeeeeeee hayatımızda yediğimiz en güzel kuzu pirzolaları yedik. Arkadaşlarla buluştuğumuzda hala ara ara bahsediyoruz. Resmen tadı damağımızda kaldı. Embonas çok görülmeye değer bir yer değil bence ama yemek için gidilir :)

Nireas: Nireas, Rodos’a gitmeden önce tespit ettiğim ve en çok gitmek istediğim iki restorandan bir tanesiydi. Eski Rodos’un merkezinde sakin ve inanılmaz şirin bir yerde. Ortam da çok cici ama maalesef biz pek tadını çıkaramadık. Oturduktan kısa bir süre sonra çocuklardan iki tanesi hastalandı, ki bunlardan bir tanesi Bir Küçük Gezgin’di. Sipariş de vermiştik ama sadece bir kaç şeyin tadına bakıp kalkmak zorunda kaldık. Kalan arkadaşlarımız yemekleri çok beğendiklerini söylediler. Şunu da belirtmeliyim ki bizi kırmadılar ve hastalanan çocuklara haşlanmış patates filan da pişirdiler.

Nireas, Rodos

Dimitris Garden: Aslında Lindos’daki akşam yemeği için planımız her yerde aşırı tavsiye edilen Mavrikos restoranda yemek yemekti. Hatta rezervasyonumuz bile vardı, ama gruptaki arkadaşlarımız Mavrikos’un biraz kapalı bahçesi yerine, tam yanındaki ferah ve güzel manzaralı Dimistris’in bahçesinde yemek isteyince tercihimiz o yönde oldu. Dimitris’de her çeşit yemek vardı. Et, tavuk, balık, musakka gibi ev yemekleri… Gerçekten manzaraya karşı oturmak çok keyifliydi ama yemekler pek başarılı değildi. Zaten bir yer her şeyi yaparsa hiç birisini çok iyi yapamıyor bence. Lindos’a yolunuz düşerse siz Mavrikos’u deneyebilirsiniz…

Katoliki: İlk gün otele akşam ulaştığımızdan, buraya otele yakın ve otel sahibimiz çok önerdiği için gittik. İnanılmaz yerel bir yerdi. Küçük bir kasabada İçki içip yemek yiyebildiğiniz bir çay bahçesi hayal edin. İşte öyle bir yer.. Fiyatları çok uygundu, yemekleri de çok özellikli olmasa da ortalamanın üzerindeydi.  Yanında da aynı isimli 1000 yıllık minik bir kilise vardı.

Tamam: Bir de deneyemeyip içimizde kalan bir restoran vardı, Rodos’un en ünlü restoranı Tamam. Deniz ürünlerinin yanı sıra et yemekleri de var. Klasik yemeklere farklı yaklaşımları da… Bir de tabii kapısında kuyruk! Rodos’da tek kapısında kuyruk olan restoran burasıydı. Rezervasyon da almıyorlar. Hadi kuyruğu beklemeyi göze aldık diyelim, içeride bizimki gibi 10 kişilik grubu oturtacak yerleri bile yok :(  O yüzden bizim için hayal oldu, giderseniz bizim yerimize siz deneyin ve bana yorumlarınızı yazın lütfen…

 

*** Küçük Gezgin’lerin Anne-Babalarına notlar

– Rodos çok küçük bebekliler için uygun bir tercih değil bence. Deniz kenarında bir otelde, sürekli otelde vakit geçirerek olabilir tabii ama Rodos’un tadını çıkaramazsınız.

– Eğer çocuğunuzun öğle uykusuna ihtiyacı oluyorsa ve plajda uyutamayacağınızı düşünüyorsanız, mutlaka otelinizi deniz kenarında seçin.

– Bizim Rodos gezimiz çok keyifliydi ama çok da yorucuydu. Plaj için yemek için oradan oraya çok fazla yol yaptık. 4-5 gün için belki olabilir ama 10 gün boyunca bu tempo sadece çocuklara değil bize bile fazla geldi. Döndükten sonra bir kaç gün kendimize gelemedik. Özellikle çocuklarla gidecekseniz, 4-5 gün gidin bence. Ya da kendinize dinlenme günleri/saatleri ayırıp, bazı günler ya otelin önünden denize girin, ya da otelde yemek yiyin.

– Eğer çocuğunuz 3 yaşından büyükse puset götürmenize gerek yok bence. Zaten sadece akşamları kısa yürüyüşler oluyor. O kadarına dayanabiliyorlar.

– Gemi tutmasına karşı yanınıza mide bulantısı ilaçlarınızı alın.

– Yaz aylarında Türkiye’de olduğu gibi Rodos’da da kusma-ishal salgını vardı, ki bizim çocuklar hastalandı zaten. Yanınıza ilaçlarınızı alırken bunu da göz önünde bulundurun.

Rodos 101 yazısına geri dönmek için tık tık..

Rodos’un Koyları yazısına geri dönmek için tık tık

 

 

 

 

 

 

 

 

Reklam

4 thoughts on “Rodos’un Restoranları (3. Bölüm)

  1. Geri bildirim: Rodos’un Koyları (2. Bölüm) | Bir Küçük Gezgin

  2. Geri bildirim: Rodos 101 (1. Bölüm) | Bir Küçük Gezgin

  3. Merhabalar, yazılarınız aydınlatıcı, bilgilendirici. Rodos seyahati yazıları ararken web sitenizi buldum. Benim ilk gidişim olacak, başka Yunan adalarına gitmiştim ancak Rodos onlara hiç benzemiyor. Sevgiler…

Bir Yorum Bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s