Hatırlarsanız bir önceki yazımda birlikte Helsinki’de bir gezintiye çıkmıştık. Bu yazımda o gezideki yeme içme maceralarımı paylaştım sizinle. Helsinki’ye giderseniz elinizin altında olsun…
Helsinki yeme içme deneyimlerimizin yıldızı burasıydı. Fazlaca turistikti ve normalde bu kadar çok turistik yerleri tercih etmiyoruz ama Esplanadi Park’ın içinde, tam konser alanının yanında (ki biz oradayken de ücretsiz show ve konser vardı) bu kadar şık bir yerde yemek Helsinki gezimizi tamamlayıcı bir nitelikte olunca bir akşam yemeğimizi Kappeli’de yemeyi seçtik. Restoranın tavanları yüksek ve sera gibi camlı, o yüzden kendinizi parktan ve dışarıdaki hayattan kopmamış hissediyorsunuz.
Yemeklerine gelince… Zaten internet yorumları gayet iyiydi. Bizde de herkes farklı bir ana yemek söyledi ve hem et hem de balık seçeneklerinin tadına bakabildik. Özellikle Finlandiya’nın ünlü yemeklerinde Loimulohi, yani dumanda pişmiş somon, ve somon çorbası gerçekten başarılıydı. Diğer yediklerimizin de lezzeti yerindeydi. Yalnız porsiyonlar biraz küçüktü özellikle çocuk menüsündeki et yemeğinin et miktarı çocukların dişinin kavuğuna gitmedi diyebilirim.
Lokaller arasında popüler olan Helsinki restoranları arasından tercihimizi ise Skiffer’dan yana kullandık.
Bize pizzacı gibi geldi ama Onlar yaptıkları şeyin pizza değil “Liuska” olduğunu iddia ediyorlar. Bana göre farkı hamurunun çok ince ve çıtır çıtır olmasındaydı. Bir de çok yaratıcı karışımları vardı. Benim pizzamda çilek, eşimin pizzasında ananas vardı mesela. Ama gayet güzellerdi. Denemenizi tavsiye ederim. Hamuru çok ince olduğu için büyük gözükmesine rağmen bir kişi rahatlıkla yiyebiliyor.
Şehirde birkaç yerde şubeleri var, biz Ağustos’un sonunda gittiğimiz ve hava sürekli yağışlı ve kapalı olduğu için gidemedik ama yazın ortasında Skiffer’in Liuskaluoto Adası’ndaki şubesinin çok keyifli olacağını düşünüyorum.
Burası Helsinki’de görülecek yerleri anlattığım bir önceki yazamda bahsettiğim Kauppahalli yani Tarihi Pazar Yeri’nin içindeki kafelerden bir tanesi. Şık pazarın şık kafesi. Öğle yemeği için sağlıklı ve lezzetli seçenekler sunuyor. Oturacak yer bulacak kadar şanslıysanız pazarı gezerken denemenizi tavsiye ederim.
Sosyal medya hesaplarım olsun Helsinki rehberim olsun her yerde anlata anlata bitiremediğim bir yer Cafe Regatta. En çok da şirinliği ve ortamıyla. Yiyecek içeceklerden fazla beklentiniz olmasın. Kahve dışında fazla bir seçenek yok zaten. Alkollü içecek de yok. Korvapuusti denilen tarçınlı çörekleri ile ünlü. Zaten Finlandiya’lılar Avrupa’nın en fazla kahve ve tarçınlı çörek tüketen milletiymiş. (yazının başındaki fotoğraf Cafe Regatta’nın çöreği)
Burada ayrıca yine Finlilerin çok sevdiği Grillimakkara olayını da deneyimleyebiliyorsunuz. Yani bir çeşit şişko sosisi ateşte pişirip yiyebiliyorsunuz. Finliler gibi takılmak için ideal bir yer anlayacağınız. Domuz yemeyenler için soya sosisi de var.
Fazer Finlandiya’nın en prestijli ve ünlü çikolata markası, ürünleri bir çok yerde karşınıza çıkıyor. Ayrıca Helsinki’de bir tanesi Stockmann’ın içinde olmak üzere bir kaç tane de kafesi var. Tahmin edebileceğiniz gibi çikolatalı tatlıları pek ünlü ve lezzetli. Hediyelik olarak da güzel bir seçenek bence.
Doğrusu burayı deneyimleme fırsatımız olmadı ama sizin için buraya not düşmek istedim. Herhalde Helsinki’nin son zamanlardaki en popüler mekanı burası. Özellikle haftasonu brunchları için Helsinki’liler uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Ağırlıklı olarak afrika etkisinde füzyon bir mutfak sunuyor ve canlı müzik performanslarıyla akşamları da çok canlı bir yer oluyormuş.
Tadına Bakabildiğimiz Finlilere Özgü Diğer Şeyler
Karjalapiirakka
Genellikle çavdar unundan yapılan bir çeşit tuzlu çörek diyebilirim bunun için. Avuç içi kadar pidelere benziyorlar aslında. Hamurun içi pirinç, patates veya havuçla dolduruyor. Özellikle kahvaltıda yemek benim hoşuma gitti.
Salmiakki
Şeker gibi gözüken ama tuzlu meyan kökünden pastile benzer birşey bu. Tadı bence çok kötü ama Finlandiya ve diğer İskandinav ülkelerinde çok seviliyormuş. Giderseniz siz de benim gibi meraktan bir kez tadına bakın bence…
Ah bir de Finlandiya tam bir berry cenneti. Sokak tezgahlarında bile satılıyordu. Tam bizim Küçük Gezgin’e göre!