Beton yığınlarının arasında geçmiyor hayat. En son gezimizde (linki burada) de doğayla fazlaca iç içe olunca kene ve sivrisineklerden geçen hastalıklardan korunmak amacıyla daha fazla bilinçlenmem gerektiğini fark ederek biraz araştırma yaptım. Özellikle bizim gibi çocuklarla seyahat eden gezgin annelerin faydalanabilmesi için de araştırma sonuçlarını paylaşmaya karar verdim. Tabii bunlar yetişkinler için de geçerli şeyler.
Tag Archives: doğa
Haftasonu Doğaya Kaçış Planı: Bolu ve Düzce
Geçen haftasonu sıcaklardan kaçma planı çerçevesinde Bolu ve Düzce’ye bir gezi organize ettik. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, sıcaktan pek de kaçamadık ama en azından tam anlamıyla doğa ile baş başa iki gün geçirebildik.
Gölcük Milli Parkı, Bolu
Seyahatimizin ilk durağı çoğu zaman fotoğrafları internet ve sosyal medyada Abant sanılarak paylaşılan, aslında Abant’dan çok daha güzel bir göl olan Gölcük. Ankara’dan ulaşmamız yaklaşık 2 saat sürdü. Fotoğraftan da anlaşıldığı gibi tam anlamıyla ormanın içinde ve manzara harika. Fotoğrafların baş rol oyuncusu güzel yapi da aslında Orman İşletmeleri’nin misafirhanesi.
Gölcük Milli Park statüsünde ve çok da bakımlı. Gölün çevresine yürüyerek yarım saat gibi bir sürede tamamlayabileceğiniz bir yürüyüş ve bisiklet yolu yapılmış. Eğer efor harcamadan gezmek isterseniz de golf arabasıyla gezebiliyorsunuz (ücret karşılığı tabii). Biz çocukları bindirdik ve çok hoşlarına gitti. Okumaya devam et
Zamanın Durduğu Yer: Datça
Datça’da hayat yavaş, Datça’da hayat sakin, huzurlu, doğal, temiz… Adeta tüm değerlerimiz koruma altında. Datça’da tatil insanı gerçekten dinlendiren bir tatil…
Hisarönü’nden Marmaris’e Seyir Defteri
Bir önceki yazımda tekne turumuzla ilgili pratik bilgileri verdikten sonra şimdi rahatça Selimiye ve Bozburun’u da içeren tekne gezimizi anlatmaya başlayabilirim sanırım.

1. Gün
Daha öncede bahsettiğim gibi teknemize Turgutköy’de kavuştuk, biraz erken geldiğimiz için ve henüz market alışverişlerimiz tekneye yerleşmediği için hemen teknemizin yanaştığı iskelenin başındaki ufak restoranda öğle yemeğimizi yedik. Bizim için daha pratik olamazdı, güzel gölgelikli bahçesi olması da süper oldu. Okumaya devam et
Tekne Turumuzla İlgili Pratik Bilgiler
Bir yıl ara verdikten sonra bu yaz tekrar vazgeçemediğimiz tekne tatiline geri döndük, tabii her zamanki gibi çoluk-çocuk. Bu sefer toplam 5 çocuklu 4 aileydik ve yola Selimiye’ye komşu minicik Turgut Köy’den başlayıp, turumuzu Marmaris’de sonlandırdık.
Aslında kiraladığımız tekne Marmaris çıkışlı bir tekneydi ama kaptan için de uygun olunca Turgutköy’den binmemizi kabul ettiler, dönüşte de biz yine Marmaris’e dönmek istemedik ama bizden sonraki tur sahipleri kabul etmeyince mecburen Marmaris’e döndük. Okumaya devam et
Süprizlerle Dolu Kapadokya – 1. Bölüm
Doğrusu anlatmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum, o kadar güzel ve çok yer gördük ki! Ama Kapadokya kesinlikle kaya evler ve peribacalarından ibaret değil!
Gezi ve Ulaşım Rotamız
En iyisi rotamızı anlatarak başlayayım, çünkü Ankara ve İstanbul’dan araba ile gelecek olanlar için daha organize bir tur programı olmuş oluyor: Ankara’dan sonra Kapadokya’ya ulaşım için 2 ana rota alternatifi var. Biri Kırıkkale-Kırşehir üzerinden, diğeri de Tuz Gölü-Aksaray üzerinden… Okumaya devam et
Yeşile Özlem Duyanlar için Biçilmiş Kaftan: Sapanca
Arkadaşlarla gezmenin keyfi ayrı, çekirdek aile olarak gezmeninki ayrı… Biz böyle ara sıra Bir Küçük Gezgin’i de alıp, birlikte bol bol vakit geçirebileceğimiz küçük kaçamaklar yapmayı da çok seviyoruz!
Yine kuzumuzu alıp nereye gidelim diye düşünürken 23 Nisan tatilinden de faydalanıp Sapanca’yı keşfetmeye karar verdik. İstanbul’luların kahvaltı için bile gittikleri bir yer ama biz ikimiz (aslında üçümüz) de daha önce görmemiştik. Okumaya devam et
Bir Masal Kahramanı: Neuschwanstein Şatosu
Hani çeşitli yerlerde “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listeleri hazırlıyorlar ya, işte Neuschwanstein Şatosu, o listelerin bir çoğunda olan bir yer. Disney’in amblemi için bu şatodan esinlenildiği söyleniyor.

Yurtdışına kayağa gittiğimiz zaman etrafta görecek bir yer var mı diye ayrıntılı araştırma yaptığımdan bahsetmiştim daha önce. Bu seneki kayak destinasyonumuz Sölden’di (yazısı burada) ve bir baktım hemen hemen yolumuzun üzerinde (yani Munich havaaalanı ile Sölden arasındaki yol), bu muhteşem şato var! Hemen planlar gözden geçirildi, tüm ekibin onayı alındı ve dönüşte Neuschwanstein’ı gezme organizasyonu yapıldı. Uçağımızın Munich’den akşam kalkıyor olması da çok işimize yaradı, zaten atıl geçecek son günümüzü çok güzel bir şekilde değerlendirmiş olduk. Okumaya devam et
Avusturya’da Benzersiz bir Termal Spa Deneyimi: Aqua Dome
Yurtdışına kayağa gittiğimiz zaman buralara kadar gelmişken yakınlarda ya da yol üzerinde mutlaka görülmesi gereken bir yer veya yapılması gereken birşey var mı diye çok ayrıntılı bir şekilde araştırıyorum. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi bu seneki kayak rotamız Avusturya’daki Sölden’di (yazısı burada) ve bu seyahatte radarıma takılan yerlerden bir tanesi hemen Sölden’in yan kasabası olan Langenfeld’deki otel ve termal spa merkezi olan Aqua Dome‘du.
Sölden’de Kayak
Sölden, Avusturya’nın güney batısında, Ötztal Vadisinde yer alan ve vadinin başlıca kayak merkezi olan küçük bir kasaba. Kayak merkezi olarak daha çok Ruslar ve Almanlar tarafından tercih edilen, Türkler tarafından fazla bilinmeyen bir yer. Bizim tercih etmemizin sebebi ise yüksek rakımı nedeniyle kar garantisi olması ve daha önce gitmediğimiz farklı bir yeri görme isteğimiz. Bir de yine Ankara’dan direkt Munich’e uçup, oradan ulaşabileceğimiz yerlerden birine gitmek istememizdi.
Kayak
Kasaba 1377m’de bulunuyor ve kayak alanı “BIG 3” denilen 3000m’nin üzerinde 3 zirveyi kapsıyor ve lift sistemi ile buralara rahatça ulaşılabiliyor.
Okumaya devam et







