Hani çeşitli yerlerde “ölmeden önce görülmesi gereken yerler” listeleri hazırlıyorlar ya, işte Neuschwanstein Şatosu, o listelerin bir çoğunda olan bir yer. Disney’in amblemi için bu şatodan esinlenildiği söyleniyor.

Yurtdışına kayağa gittiğimiz zaman etrafta görecek bir yer var mı diye ayrıntılı araştırma yaptığımdan bahsetmiştim daha önce. Bu seneki kayak destinasyonumuz Sölden’di (yazısı burada) ve bir baktım hemen hemen yolumuzun üzerinde (yani Munich havaaalanı ile Sölden arasındaki yol), bu muhteşem şato var! Hemen planlar gözden geçirildi, tüm ekibin onayı alındı ve dönüşte Neuschwanstein’ı gezme organizasyonu yapıldı. Uçağımızın Munich’den akşam kalkıyor olması da çok işimize yaradı, zaten atıl geçecek son günümüzü çok güzel bir şekilde değerlendirmiş olduk.

Neuschwanstein Şatosu Avuturya ile Almanya sınırında, Bavyera Bölgesi’nde, Hohenschwangau adında minicik ama inanılmaz güzellikte bir kasabada yer alıyor. Yani şöyle düşünün, bu kasabanın birbirinden güzel binaları, müthiş berrak bir gölü, ormanı ve iki tane şatosu var, ki bunlardan biri de Neuschwanstein Şatosu! Dünyadan kopup masal diyarına gitmek istiyorsanız artık nereye kaçmanız gerektiğini biliyorsunuz!

Bu nokta da bir de Almanlar’ın ünlü turizm rotası Romantik Yol’dan da bahsetmek istiyorum. Bundan bir kaç yıl öncesine kadar bendeki Almanya izlenimi mekanik şehirler bütününden farklı değildi. Bir çoğumuz için de öyle olduğunu düşünüyorum, zaten o yüzden de gezi planları yapılırken Almanya hiç akla gelmez. Ama zamanla gördüm ki hiç de öyle değilmiş. Şimdi bakıyorum Türkiye’den de turlar düzenlenmeye başlamış. Benim de daha Almanya’da gezmek istediğim bir çok yer var ve bunlardan biri de Romantik Yol.

Romantik yol Frankfurt yakınlarından başlayıp, birbirinden güzel kasabalardan geçip, Neuschwanstein Şatosu’nda son buluyor. Neuschwanstein Şatosu bu rotanın en çok ilgi çeken noktalarından bir tanesi.

Ulaşım

Hohenschwangau’ya en yakın büyükşehir Münich. Münich’e yolunuz düşerse 1 gününüzü ayırıp araba kiralayarak veya trenle buraya ulaşabilirsiniz ama bence en güzeli araba kiralayarak buradan başlayarak tüm Romantik Yol’u gezmek ve hatta arada Heidelberg’e de gitmek (Heidelberg’den şu yazımda bahsetmiştim).

Tabii bir diğer alternatif de bizim gibi geçerken uğramak. Biz kayağa çok kalabalık bir grup olarak gittiğimiz için havaalanı transferi için kocaman bir otobüs tutmuştuk. Transfer firması ile konuştuk ve bizi erken alıp, önce Şato’ya götürmeyi ve orada 3 saat beklemeyi, daha sonra da havaalanına götürmeyi kabul ettiler ve biz bunun için kişi başı sadece €7 ödedik. Benim yıllardır kullandığım bu transfer firmasının adını da vereyim: Four Seasons Travel. Hem fiyatları uygun, hem de havaalanında ofisleri var.

Neuschwanstein Şatosu’na Ulaşım

Şato bir tepede yer aldığı için bir de oraya ulaşım konusu var tabii. Özel araçlarla Şato’ya kadar çıkılmasına izin verilmiyor. Kendinizi fit hissediyorsanız, ağaçlıklı ve bol manzaralı ama yokuş yukarı rotalardan bir tanesini izleyerek 30-40 dakika yürüyerek çıkabilirsiniz. Alternatif olarak kasaba ile Şato arasında ulaşımı sağlayan otobüsleri veya daha da güzeli faytonları kullanabilirsiniz. Kışın karlı ve buzlu havalarda otobüsler çalışmıyor ama her halükarda yazın da daha çok ziyaretçi geldiği için otobüs ve faytonlar için uzun kuyruklar oluşuyor.

Ama Şato’ya çıkmadan önce içerisini gezebilmek için öncelikle kasabadaki bilet satış ofisinden bilet almanız gerekiyor. Şato’yu ziyaret etmek için belirli saatlerdeki turlarla girmeniz gerekiyor, kendiniz girip gezemiyorsunuz. O yüzden bilet alırken fayton/otobüs için sıra bekleyeceğinizi ya da yürüme zamanınızı da göz önüne alarak en az 1 saat süreniz olmasına dikkat edin. Şato’ya giriş biletinizi aldıktan sonra doğruca fayton/otobüs sırasına girebilirsiniz, onların ücretini binince ödüyorsunuz.

Dediğim gibi ben aslında organizasyonu 3 saatimiz olacak şekilde yapmıştım ama yolda aşırı trafik olduğu için, biraz da yola planlanandan geç çıktığımız için sonuç olarak bizim Şato ve çevresini gezmek için 2 saatimiz oldu. Yukarıya çıkışı da hesapladığımız zaman maalesef bize uygun bir tur saati de olmadığı için içini gezemedik ama zaten içi dışı kadar güzel değilmiş. Belki bir de yazın Romantik Yol yaparken uğrarız artık ama kış manzarasının daha güzel olduğu söyleniyor….

Sonuç olarak biz faytonla ve evet, donarak Şato’ya çıktık. Bu arada faytondan indikten sonra da yaklaşık 250m daha tırmanız gerekiyor. Şato’yu yakından görüp, etrafını gezdik.

Şato yolu üzerinde, faytondan inilen yerde manzaralı, çok da şirin bir restoran var. Şatoyu gezdikten sonra burada yemek yemek çok keyifli olur diye düşünüyorum. Siz giderseniz bizim yerimize de yiyin :)

Şato’ya ulaştıktan sonra yaklaşık 20 dakika daha yürürseniz tamamen seyir amaçlı yapılmış Marienbrücke (köprü)’e ulaşıp, Şato’nun o fotoğraflardaki görüntüsünü kendiniz görebilir ve fotoğraf çekebilirsiniz. Yalnız burası da kışın kapalı oluyor ve biz gittiğimiz de kapalıydı ama sanırım yine de gidenler oluyor. Biz kısıtlı zamanımızda ve çocuklarla yapamadık. Dönüşte de ben Bir Küçük Gezgin çok yavaş yürüyeceği için yine faytonla döndüm ama gruptakilerin çoğu yürüyerek indi. Son olarak da hızlıca kasaba içinde tur atıp göl kenarını gezdik ve yolumuza devam ettik…

Neuschwanstein Hakkında

İnternette ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz ama yeri gelmişken ben de kısa bir bilgi vereyim. Neuschwanstein Şatosu’nu Kral II. Ludwig eski Alman Şovalyeleri’nin şatolarına özenerek bundan yaklaşık 200 yıl önce yaptırmış. Kendisi kasabadaki diğer şato olan Hohenshcwangau Şatosu’nda (ki burayı da aynı bilet ofisinden bilet alarak gezebiliyorsunuz) büyümüş.

Daha sonra Neuschwanstein Şatosu’nu Hohenschwangau’dan daha güzel bir yerde, daha güzel bir manzaraya sahip, daha güzel bir şato hayaliyle yaptırmış. Ayrıca o tarihlerde kral olarak yetkileri çok kısıtlandığı için kendine fantazi bir krallık yaratma çabasındaymış. Sonuç olarak Şato planlanandan çok daha uzun bir sürede tamamlanabilmiş ve II. Ludwig burada sadece 2 yıl yaşayabilmiş.