Prag ile ilgili ilk yazimda şehrin büyüsüne kapılıp Prag’da gezilecek yerleri uzun uzun anlatmıştım, o yüzden de Prag seyahati ile ilgilli bilmeniz gerekenler bu yazıya kaldı, tabii çocukla Prag tavsiyeleri de :)
Para Konusu
Prag Çek Cumhuriyeti’nin en büyük şehri ve başkenti. Çek Cumhuriyeti Avrupa Birliği Üyesi ve Schengen Bölgesine dahil, yani gidebilmek için, en azından bu yazı yazıldığı tarihte, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi olması gerekiyor. Dediğim gibi Avrupa Birliği Üyesi ama Euro kullanılmıyor.
İşte bilmeniz gerekenlerin başında bu para birimi konusu geliyor. Gitmeden önce Türkiye’de Çek Kronu bulmanız neredeyse imkansız. O yüzden yanınıza Euro alıp gitmeniz en mantıklısı çünkü Euro neredeyse her yerde geçiyor. Hemen hemen her yerde ödeminizi Euro ile yapabiliyorsunuz ama tabii önemli olan kur. Alışverişte ya da restoranlarda yanınızda Çek Kronu olmadığını söylerek Euro olarak ödemek istediğinizi söylerseniz, düşük kur kullanma ihtimalleri çok yüksek. Diğer taraftan benim karşılaştığım gibi durumlarda olabiliyor: bir dükkan sahibi Euro almayı tercih ettiği için bana Euro olarak ödemem için piyasadan daha yüksek bir kur önerdi. Yani sonuç olarak resmi kurun ne olduğunu bilin ve ona göre sorarak karar verin. Diğer taraftan daha ciddi firmalar fiyatlarını hem Euro hem de Çek Kronu cinsinden ilan ediyorlar ve tabii bunun için resmi kuru kullanıyorlar. Haliyle işinize nasıl geliyorsa öyle ödeyebiliyorsunuz.
Biz mümkün olduğunca az Çek Kronu aldık ve kredi kartımızı kullandık. Hem kurlarla uğraşmak istemedik hem de sonra tekrar elimizde kalan Kronları TL ya da Euro’ya çevirme derdinden kurtulduk.
Tabii bir de nereden Çek Kronu alınacağı konusu var. Havaalanında hem kur çok düşük hem de inanılmaz çok komisyon alıyorlar. Aslında havaalanlarındaki klasik durum… Eğer toplu taşıma kullanmayacaksanız aşağıda anlatacağım gibi havaalanında döviz bozdurma olayına girmeyin. Eğer gerekiyorsa da çok az bozdurun. Şehirde ise mutlaka döviz bürolarından alın. Bunu söylüyorum çünkü yanınıza avantajlı kurla satış yapmak için yaklaşan insanlar olabiliyor. Tahmin edebileceğiniz gibi kandırılma olasılığınız yüksek. Eski paralar ya da farklı ülke paraları verebiliyorlar.
Havaalanından Ulaşım
Havaalanı Prag şehir merkezine çok yakın, yaklaşık 15km ve trafik olmadığında taksi veya özel transfer ile 15-20 dakikada ulaşmak mümkün. Mesafe az da olunca doğrusu taksi ya da özel transfer de çok fazla tutmuyor. Biz araştırmalarım sonucunda güvenilir bulduğum Prague Airport Transfers adlı firmayı kullandık ve çok çok memnun kaldık. Bizi ellerinde ismimiz yazılı olan bir kağıtla karşıladılar, çok dakiktiler, arabaya biner binmez su ikram ettiler, bir de ertesi gün Prag rehberli şehir merkezi turuna katılım için birer bilet hediye ettiler! Tek yön için toplamda 21 Euro ödedik.
Eğer özel transfer ya da taksi tercih etmezseniz farklı alternatifler de var tabii. Tren veya metro bağlantısı yok ama 119 veya 110 numaralı otobüs hatlarıyla ya da Airport Express isimli bir otobüs hattıyla şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz.
Bir diğer alternatif de shuttle. Cedaz isimli bir firma 7:30 – 19:00 arası her yarım saatte bir paylaşımlı minibüs seferleri düzenliyor. Tabii bunun dezavantajı başka yolcuları beklemek oluyor. Bunun ücreti ise kişi başı yaklaşık 7.5 Euro. Çok merkezi bir yerde bırakıyor ama tabii yine de otele kadar valizlerle yürümek gerekiyor. Bir de iki ya da daha fazla kişiyseniz hiç mantıklı bir çözüm olmuyor.
Konaklama
Zaten otel fiyatları genel olarak uygun olduğu için bence mutlaka merkezde konaklamalısınız. Hem zaten Prag’da gezilecek yerlerle ilgili ilk yazımda anlattığım gibi sabah erken kalkıp şehri dolaşacaksınız ya! :)
Merkezde yani 1. Bölgede ise benim tavsiyem Mala Strana yani Lesser Town denilen Charles Köprüsü’nün Prag Kalesi tarafı. Nedeni ise fiyatların biraz daha makul olması, gece sokakların daha sakin olması nedeniyle gürültü olmaması ama aynı zamanda herşeyin de ortasında olması.
Bizim tercih ettiğimiz otel ise 4 yıldızlı Merchant’s Avenue Hotel idi. Kafamdaki 4 yıldızlı otel konseptiyle pek uyuşmuyordu. Bir kere tarihi bir binanın bir kısmında olduğu için lobisi, ayrı bir girişi bile yoktu. Asansörle çıktığınız ilk katta karşıdaki minik oda resepsiyondu. Böyle olunca sanki apartta kalıyormuş gibi hissettik ama tabii servis anlamında otel özelliklerini taşıyordu. Odalar tertemizdi ve yataklar gerçekten çok büyük ve rahattı. Çocukla giderseniz küçük bir çocuk çok rahat sizinle uyuyabilir yani… Kahvaltı odası çok küçük olduğu için kahvaltıyı da odaya servis ediyorlardı. Memnun kaldık sonuçta… Düşük sezon olmasının da avantajıyla delüks odasına kişi başı gecelik 35Euro verdiğimizi düşünürsek fiyat/performan oranı çok yüksekti diyebiliriz.
Ayrıca, Karl Köprüsü’ne iki adım mesafede ve aynı yol üzerinde olduğu için sabahları uyanır uyanmaz erkenden kendimi köprünün üzerine atabilmek benim için paha biçilmezdi. Aşağıda sabah erkenden çektiğim fotoğrafta otelin olduğu köprüye çıkan sokağı görebilirsiniz…
Alışveriş
Doğrusu Türkiye’den daha uygun fiyatlı olmadığı sürece ya da farklı markalar olmadığı sürece yurtdışında alışverişle vakit geçirmek bana anlamlı gelmiyor. Tek avantajı tax free (vergisiz alışveriş) olabilir bence. Blogumu takip ediyorsanız bununla ilgili daha önce bir rehber hazırladığımı hatırlarsınız…
Meraklıları için Prag’da lüks markaların birçoğunun bulunduğu cadde Eski Kent Meydanı’na (Old Town Square) da bağlantısı olan Parizska caddesi. Alışveriş yapılmasa da yürümesi keyifli bir cadde. Buradaki binalar Paris’deki binaların mimarisinden esinlenerek yapılmış. Ayrıca yine eski şehir merkezinde Palladium adında bir tane da alışveriş merkezi bulunuyor.
Biz gittiğimizde henüz açılmamıştı ama çok yakında hem de havaalanının hemen yanına ünlü markaların olduğu The Prague Outlet adında çok güzel bir outlet açılacak. Aklınızda olsun…
Prag’da standart bildiğimiz her yerinden futbol forması ve magnet taşan turistik eşya dükkanlarına ek olarak iki tane zincir şeklinde daha şık ve cici hediyelikler satan iki mağaza dikkatimi çekti: Manufaktura ve Blue Praha… Blue Praha daha çok cam eşya ağırlıklıydı. Manufaktura’da ise doğal kozmetik ürünler, ahşap hediyelikler, vs. vardı. Hediyelik için tavsiye ederim. Şehri gezerken vaktiniz olmazsa havaalanında da şubeleri olduğunu unutmayın!
Son olarak alışveriş konusu ile ilgili bir pratik bilgi daha vermek istiyorum. Birçok Batı Avrupa ülkesinin aksine Prag’da dükkanlar akşam 8-9’a kadar açık oluyor. Gündüz rahatça gezip akşam yemekten önce alışveriş yapabilirsiniz…
Çocuklarla Prag
Sanırım yazdıklarımdan tahmin etmişsinizdir, biz bu kısa Prag gezisine Bir Küçük Gezgin olmadan gittik. Aslında çocukla gezme konusunda hayli tecrübeliyiz ve elbette Prag’da da gezilebilirdi ama özellikle kısa bir seyahat olduğu için iyi oldu. Çocuklarla daha yavaş hareket edilebiliyor, bir de tabii onlara da motivasyon olması açısından ilgilerini çekecek ve eğlenecekleri aktiviteler planlamak gerekiyor. Bir de anne baba fotoğraf meraklısı olduğumuz için kalabalıkta birbirimizi bile kaybediyorduk, kuzu yanımızda olsaydı çok zorlanırdık.
Diğer taraftan Prag yürüyerek keşfedilen bir yer olduğu için pusetle gezme yaşındaki çocuklarla da çok rahat edileceğini düşünüyorum.
Tabii ben yine eksik bırakmadım ve çocuklarla yapılabilecek aktiviteleri de araştırdım:
- Kukla Şovu: Kuklalarıyla ünlü bu şehirde tabii ki çocukları kukla gösterisine götürmek akıllarında kalacak güzel bir deneyim. Merkezde en pratik olarak izlenebilecek yer Marionette Kingdom.
- Petrin Kulesi ve Mirror Maze: Kampa Adası’nın hemen yanından Prag manzarasına hakim Petrin Tepesi’ne teleferikle çıkmak çocuklar için ilgi çekici olabilir ve sonrasında da tepede yer alan, aynalarla yapılmış labirent ve eğlenceli aynaların olduğu bir yer olan Mirror Maze‘e girilebilir.
- Müzeler: Prag’da gezilecek yerleri anlattığım ilk yazımda bahsettiğim gibi aklınıza gelecek neredeyse herşeyin bir müzesi var. Gezerken yolunuzun üstündeki lego müzesi, tren yolu müzesi gibi çocuğunuz ilgisini çekebilecekleri belirleyip gezebilirsiniz.
- Park ve Bahçeler: Yine ilk yazımda bahsettiğim Prag Kalesi’nin yanındaki bahçelerin yanı sıra, Karl Köprüsü’nün Lesser Town tarafında hemen nehir kenarındaki güzel çocuk parkına uğrayabilir ve bir süre dinlenebilirsiniz.
- Prag Hayvanat Bahçesi: Dünyanın en büyük 4. hayvanat bahçesi ünvanına sahip Prag Hayvanat Bahçesi tam çocuklu ailelere göre! Özellikle hayvanların geniş alanda doğal ortamlarında gibi olmaları çok güzel…
- Deniz Bisikleti: Çocuklarla birlikte yapabileceğiniz, tabii hava sıcak olduğu zaman, bir diğer dinlendirici ve eğlendirici aktivite ise nehirde deniz bisikleti ile gezmek olur bence. Kiralık bisikletleri Karl Köprüsü yanında bulabilirsiniz.
- Korku Temalı Turları: Bu aktivite tabii ki biraz daha büyük çocuklar için ama bence onlar eşsiz bir deneyim. Bir düşünsenize, Prag bir masal şehri ama aynı zamanda korku masalı şehri de olabilecek potansiyele sahip. Mesela aşağıda Prag Kalesi’nde çektiğim fotoğraftaki bina Disneyland’deki korku evlerine benzemiyor mu? Tabii bunun farkında olan tur firmaları akşamları çeşitli korku temalı yürüyüş turları düzenliyorlar. Bizim için olmasa bile çocuklar için çok eğlenceli!
Benim Prag seyahetiniz kolaylaştıracak önerilerim bu kadar. Bizim en fazla önem verdiğimiz yeme-içme konusu için bir sonraki yazımı beklemelisiniz.. (Prag yeme içme rehberi için buraya tıklayabilirsiniz) Eğer sağdaki sütundan emailinizi kaydederseniz yeni yazılarım posta kutunuza gelebilir…
merhabalar, italya positano bölgesi hakkında bilginiz var ise benimle paylaşır mısınız? 29 mayıs 2016 roma, napoli, capri, positano yapıcaz grup halinde.
roma ve napoliyi bili,yorum ancak diğerlerini bilmiyorum.
teşekkürler.
Merhaba! 3-4 yıl önce o bölgeyi araştırmıştım ama sonra planımızı değiştirip gitmedik. Benim bilgiler de eskimiş olabilir o yüzden yanlış yönlendirmeyeyim sizi :) Kitzbuhel nasıldı?
Biz mittersill bölgesinde kaldık. 2 gece için kitzbühele gittik. mittersill çok sakin bir yer. gece hayatı “0” ancak baya ucuz bir bölge ve kayak için çok kolay ulaşımı. Amaç kayak yapmak ise tek geçerim burayı. kaldığım pansiyonun önünden otobüs geçiyordu ve arabamız olmasına rağmen otobüsle gittik geldik. inanılmaz rahattı. zaten yemeklerimizi de pansyonda yaptık. öğlen yemeğini de dağda hallettik. 10 numara bir seyahat oldu bizim için. Mittersill bölgesinden dağa çıkmak hem kolay hem de o bölgedeki kafeler, kitzbühele göre çok daha ucuz.
örnek vermek gerekirse, biz birayı 3.5-4.5 euro arasında içiyorduk. orada ise 6-7 euro.
ancak gece takılmak için 2 kere kitzbühele gittik. araba ile o yolu gidip gelmek biraz zor. özellikle gece vakti çok zor. 30 km yol var çünkü. bir de yollar da hızlı gidilmiyor.
zell am see tarafında esas acayip kontrol var. gece hız yüzünden 30 euro ceza yedim. üstelik 65km hız ile. limit 50km.
Bu arada positano da tam nerde kalmak lazım onu merak ediyorum. birtek orada nerde kalınır bilemedim. benimle sadece onu paylaşırsanız sevinirim.
Süper! Güzel geçmesine sevindim :) Ben Positano için Praino bölgesini konaklama için gözüme kestirmiştim. Bölgeyi keşfetmek için uygun gözükmüştü. Hatta en çok Hotel le Fioriere diye bir oteli beğendiğmi not almışım. Önünde otobüs durağı da varmış.Gezi boyunca araba kiralarız diye düşünmüştüm ama Positano gibi yerlerde park etmek dert oluyor, kasabaların içini gezmeye otobüsle de gidip gelebiliriz diye düşünmüştüm. Umarım işinize yarar…
çok saolun.
rica ederim :)
Geri bildirim: Prag Yeme İçme Rehberi | Bir Küçük Gezgin
Geri bildirim: Prag ile Bir Masal Kitabının içine Yolculuk | Bir Küçük Gezgin