Val Gardena Kayak Gezisi – 1. Bölüm

Son yıllarda bizim için geleneksel hale gelen koloni halinde yurtdışı kayak gezilerimizin sonuncusunu 2012 yılında İtalya’nın Val Gardena kayak merkezine gerçekleştirdik. Küçük Gezgin bu kez 2 yaşındaydı ve tabii her yaşta kayak gezisi ayrı bir maceraydı :)

valgardena3

Val Gardena’ya en yakın iki havaalanı Venedik ve Münih havaalanları. Buraya daha önce eşim ve başka arkadaşlarımız her iki havaalanından da gittikleri için hem fiyatın daha uygun olması hem de yolun daha düzgün olması nedeniyle biz Münih havaalanından transfer yapmayı tercih ettik.

Küçük Gezgin artık 2 yaşında olduğu için zaten mecburi olarak O’na da uçakta ayrı bir koltuk satın almıştık. Grupta ondan büyük de olsa arkadaşları olduğu için hem uçak hem de 3.5 saatlik havaalanı-Val Gardena transferimiz sırasında hiç problem çıkartmadı. Hatta ilk kez otobüse bindiği için aşırı mutlu oldu.

Bu seferki grubumuz çocuklarla beraber 21 kişiydi ve hiç kayak yapmayan büyükannelerden bütün gün sürekli kayak yapana kadar her türlü seviyeden kayakçı içeriyordu. Otelimiz ise hem apart odalar hem de otel odaları içeren Hotel Antares idi. Biz otelin yenilenen apart odalarında kaldık ve gerçekten çok memnun kaldık. Apart odalarda kaldığımız için otel servisi yoktu ve fiyatlar uygundu ama aynı zamanda otelin kapalı havuz gibi imkanlarından faydalanabiliyorduk. Ücretli de olsa otelden kahvaltı alabiliyorduk, ki biz 1 gün aldık sonra çok da değer bulmadığımız için daha sonraki günler odamızda kahvaltı yaptık.

valgardenamap2

Val Gardena kayak merkezi, Selva Gardena, St. Cristina ve Ortisei – St. Ulrich olmak üzere 3 kasaba ve 500 km pisti kapsıyor.  Liftlerin kalitesi ve ana gondollara ulaşım Avusturya’nınkilerle karşılaştırılamaz ama pistler gerçekten çok uzun ve çok güzel. Ski safari için çok uygun. Bir de Sellaronda denilen ünlü bir dairesel kayak rotaları var. Bu daireyi her iki yönde de giderek tamamlayabiliyorsunuz. Benim favorim ise St. Cristina’daki Seceda tepesine çıkıp Ortisei’ye kadar inen 11 km uzunluğundaki pist. Pist gerçekten muhteşem. Bir de pistin sonuna doğru bir virajı dönüyorsunuz ve karşınıza bir anda aşırı şirin bir cafe/bar ve pistin hemen yanında buraya ait kırmızı sinema koltuğuna benzer ve piste doğru bakan koltuklar çıkıyor. Yanında da kocaman kırmızı harflerle “HOT (Sıcak)” yazıyor. Yazıyı görür görmez eşime “Kesin bu koltuklar ısıtmalı” dedim ve haklı çıktım! O kadar uzun ve keyifli bir pistin sonunda sıcak koltuklarda sıcak şarap içme zevkini siz bir düşünün artık!

Tabii böyle güzel güzel anlatıyorum ama Küçük Gezgin yanımızda olunca ben sonuçta bu piste sadece 1 kez gidebildim. Diğer günler Kitzbuhel yazımda anlattığım gibi büyük annelerle birlikte yukarı bir restorana çıktık ve ben bir kaç tur kayak yapıp yanlarına döndüm. Maalesef bu kez, kaldığımız ve vadinin en büyük kasabası olan Selva Gardena’nın içi çok güzel değildi. Bir kere trafiğe kapalı bir yaya bölgesi yoktu ve her yer çok fazla yokuştu. Yokuş olması kayakçılar için çok daha büyük problem yaratıyordu. Biz yine de kayak yapmadığımız zamanlarda kasabanın içinde gezdik. Bir gün Ortisei’ye gezmeye gittik veeee bir gün de Romeo ve Juliet’in şehri Verona’ya günübirlik bir gezi düzenledik! Verona’yı bir sonraki bölümde anlatacağım ama Ortiesei’ye de değinmeden geçmeyeyim. Çok küçük ama Selva Gardena’ya göre çok daha şirin bir kasaba. Merkezinde ufak dükkan ve kafelerin yer aldığı küçük bir yaya yolu da var. Tekrar gitsem orada kalmayı tercih edebilirim.

valgardena2

Genel olarak Küçük Hanım hiç problem çıkarmadı ama özellikle Verona’dan sonraki gün çok sıkıldı. Biz bunu bütün gün Verona’da pusette oturmasına bağlıyoruz. Fazlasıyla enerjik bir çocuk olduğu için muhtemelen enerjisini atamadı. Ertesi gün babası O’nu otelin koridorlarında koşturdu. Sonra da birlikte karlarla kaplı bir çocuk parkına oynamaya götürdük de kendine geldi.

Benim içinse yanımızda büyükanneler olmasına rağmen tatilin çok yorucu olduğunu itiraf etmem gerekir. Gece bizimki uyanıp hala süt içiyordu. Gece O’na bak. Gündüz ya kayak yap ya da kendini sorumlu hissettiğin için kaymayanları gezdir. Akşamları tüm grupla birlikte olmak için dışarı yemeğe çık. Aralarda Minik Hanım’a ara sıra da olsa yemek yap, yedir, yıka vs. derken tatil tatillikten çıktı tabii. Ama yine de güzeldi!

Akşamları yemek yediğimiz yerleri yazmazsam olmaz tabii! Aslında sadece önceden araştırıp bulduğum 2 yeri deneyebildik. 1 gece maalesef otelimizin restoranında yedik ve memnun kalmadık. Diğer geceler de odada birşeyler atıştırdık. 2 kez Hotel Freina’nın restoranındaydık. İlk gün yediğimiz yemeklerden genel olarak memnun kaldık. Burası bazı geceler balık geceleri düzenliyormuş. İkinci kez gitmemizin sebebi de buydu. Uygun fiyata ıstakozdan karidese çok çeşitli deniz ürünlerinin olduğu menülerinden sipariş verdik. Özellikle deniz ürünü sevenler kendilerinden geçti. Ama yine de bence Türkiye’dekilerin yerini tutamaz, şöyle tereyağlı tereyağlı :)

Son gecemizde ise La Bula diye bir pizzacıya gittik. Zaten pizzalarının meşhur olduğunu duyduğumuz için gitmiştik, çok da beğendik. Ama tiramisusuuuu… Gerçekten şahaneydi.

valgardena1

Küçük çocukla yorucu olsa da çok keyifli bir tatili bir o kadar keyifli bir dönüş yolculuğuyla tamamladık. Havaalanına giderken şoförümüz bizi ana yoldan çıkarıp küçük dağ köylerinden götürdü. Zaten Dünya’nın en güzel manzaralarından birine sahip bu bölgede bir de karla kaplı küçük kasabalardan geçince yolculuğun tadına doyulmadı.

2. Bölüm ➜

Gelecekten gelen not: Daha güncel Val Gardena deneyimlerimiz için buraya göz atabilirsiniz.

4 thoughts on “Val Gardena Kayak Gezisi – 1. Bölüm

  1. Geri bildirim: Cortina D’Ampezzo’da Kayak | Bir Küçük Gezgin

  2. Geri bildirim: Alpler’de Çocuklarla Kayıyoruz (1. Bölüm) | Bir Küçük Gezgin

  3. Geri bildirim: Alpler’de Çocuklarla Kayıyoruz (3. Bölüm – Alışveriş & Valiz) | Bir Küçük Gezgin

  4. Geri bildirim: Yine Yeniden Val Gardena’da Kayak | Bir Küçük Gezgin

Bir Yorum Bırakın