Bir önceki yazımda kolaylık olması açısından Kapadokya’da gezdiğimiz yerleri gezme sıramıza göre anlatmaya başlamıştım. İlk iki gün gittiğimiz yerler, gezi rotamız ve otelimiz için buraya tıklayabilirsiniz. Gelelim son gün otelden ayrıldıktan sonra yaptıklarımıza…
Kaymaklı ve Derinkuyu Yeraltı Şehri: Biz birbirlerine çok benzedikleri için ve Derinkuyu daha büyük olduğu için sadece Derinkuyu’yu gezmek için vakit ayırdık. Bu yeraltı şehirleri Hristiyanlığın ilk dönemlerinde, saldırılar sırasında gizlenmek için kayalar oyularak yapılmış. İnsanların o kadar zaman önce kurdukları sistem ve teknikleri çok ilgi çekici.
Ortamsa fazlasıyla klostrofobik tabii! Bir de biz gezerken ekstra bir kalabalık vardı, insanlar içeride birikip ilerlemiyor ve yolu tıkıyorlardı. Bu bizde bir huzursuzluk yaratmadı değil! Genelde etrafımızdaki insanlar da bence biraz gerilmişlerdi. Zaten rahatsız olan yaşlılar ve stres olan çocuklar gördük.
Bir de Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin yanında bir Kapadokya süprizi var: Tarihi Üzümlü Kilisesi (Aziz Thedoros Trion Kilisesi). Henüz restore edilmemiş ve içeri girilemiyordu ama yapı dışarıdan çok güzel. Biraz İngiltere’deki yapılara benzemiyor mu?
Güzelyurt: Kapadokya’daki kasabalarda ortak olarak tarihi kaya evleri, peri bacaları ve daha sonra ağırlıklı olarak Rumlar tarafından yapılmış taş evler kombinasyonu var. Ürgüp, Göreme, Uçhisar ve Mustafapaşa’yı gördükten sonra doğrusu eşimi Güzelyurt için zor ikna ettim ama sonuçta ikimiz de çok beğendik. Hatta en sevdiğimiz ilk üç yer arasına girdi. Gülşehir de henüz turizmin fazla gelişmediği, rutin hayatın devam ettiği, sakin bir yer (ki bence bu çok iyi bir özellik!). Yerleşim tepede olduğu için manzaralar yine çok güzel.
Bir de özellikle görülmesi gereken bir yer var: Manastır Vadisi. 7-8km uzunluğunda yemyeşil, kaya evleri ve tarihi taş yapıların uyum içinde olduğu bir yer… Yürüyüş yapmak ve fotoğraf çekmek çok keyifli.
Özellikle şu anda Kilise Cami olarak adlandırılan ve tahmin edebileceğiniz gibi orijinalinde kilise olarak inşa edilmiş Aya Gregorios Theologos Kilisesi restore edilmiş çok güzel tarihi bir yapı.
Ihlara Vadisi: Gitmeden önce bilmiyordum, Ihlara Vadisi Dünya’nın ikinci büyük kanyonuymuş! 14km. uzunluğunda ve üç küçük kasabayı kapsıyor: Selime, Belisırma ve Ihlara… Ortasından geçen Melendiz Çayı ve yeşilliğiyle çölün içinde bir vaha gibi! Yine burada da kaya evleri ve tarihi kiliseleri görmek mümkün.
Biz hem halimiz hem de vaktimiz kalmadığı için vadi boyunca yürüyüş yapamadık, onun için buraya uzun bir zaman dilimi ayırmak lazım. Bizim gibi hızlıca görmek isteyenler için Belisırma’ya gitmek en pratiği. Böylece araba ile vadi tabanına kadar inebiliyor, karşıdan karşıya geçebiliyorsunuz. Diğer noktalardan inişte bol merdiven inip çıkmanız gerekiyormuş. Belisırma’da ayrıca çay kenarında ve üzerinde yerleşmiş çay bahçesi kıvamında lokantalar var. Çayın üzerindeki masalarda oturup birşeyler yiyip içmenin keyfini anlatmama gerek yok sanırım…
Kapadokya Lezzet Durakları
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, eğer bizim gibi bayram, seyran, özel günlerde gidecekseniz nerede yemek yiyeceğinizi önceden seçin ve günler öncesinden rezervasyonlarınızı yaptırın. Biz cuma sabah aradığımızda cuma ve cumartesi akşam için istediğimiz hiç bir restoranda yer bulamadık ve sadece 2 kişiydik! Muti Restoranı denemeyi çok istediğimiz için öğle yemeği için gittik. İlk akşam otelde daha önce de bahsettiğim gibi şarap-peynir yaptık. İkinci akşam da aslında listemizde olmayan Le Mouton Rouge’da yedik. Bunların dışında gitmek isteyip de gidemediklerimiz de Ziggy ve Dibek Restoran’dı.
Muti Restoran: Muti Restoran için Kapadokya’nın yıldızı diyebilirim. Osmanlı ve Akdeniz Mutfağını sentezleyerek farklı ama çok da lezzetler ortaya çıkarıyorlar. Gitmeden önce çok iyi yorumlar okumuştum, biz de çok beğendik. Nelerin mi tadına baktık?
– Kuru erikli zeytinyağlı kuru patlıcan dolması
– peynir dolgulu fırında patlıcan,
– armut, ceviz ve lor peynirli kızartma bir börek
– kuru erikli yahni
– lavantalı panna cotta tarzı bir tatlı
Bunlardan sadece fırında patlıcanı patlıcanı acı olduğu için sevmedim. Diğerleri çok lezzetliydi. Yemeklerin fotoğrafını çekmedim ama avlu içerisindeki güzel bahçesinin fotoğrafını çektim.
Muti’ye giderken Ürgüp merkezde tabelaların arasında Muti yazısını görebilmek için çok dikkatli bakmalısınız!
Le Mouton Rouge: Burayı otelimizin çalışanları çok önerdiği için ve başka bir yerde yer bulamadığımız için denedik ama yemeklerinden gayet memnun kaldık. Mekanı da çok keyifliydi. Yerli halkın güzel işler çıkarma çabası takdire şayan bence… Kuzu incik, sac tava ve şakşuka yedik. Lezzetli ve çok tazeydiler. Şakşukanın sosu bile biz sipariş verdikten sonra hazırlanmıştı.
Bizim Ev Restoran: İlk günki programımıza göre öğle yemeğini Avanos’da yemeyi planladığımız için öğle yemeği için Avanos’un popüler restoranlarından biri olan Bizim Ev’e gittik. Girişi müze gibi, iç dekorasyonu çok güzel. Yukarıda da bir terası var ama maalesef yediklerimiz vasattı…
MUTLAKA YAPIN!
– Benim gibi korkunuz yoksa balona binin!
– Balona binseniz de binmeseniz de sabah güneş doğarken uzaktan balonları seyredin.
Ben 5:30da dışarı çıktım, 2 saat içeri giremedim :)
– Ürgüp-Göreme yolu üzerinde durup Üç Güzeller’i görün!
– Kızılçukur’da günbatımını izleyin, yanınıza şarabınızı almayı unutmayın!
– Uçhisar’da manzaralı bir terasta oturun ve uzun süre kalkmayın!
Küçük Gezgin’lerin anne-babalarına tavsiyeler
Biz romantik bir kaçamak yapmak istediğimiz için Bir Küçük Gezgin’i yanımızda götürmedik. Eğer gelseydi de çok memnun olacağını sanmıyorum. Özellikle de arkadaşı olmayınca hem çok sıkılırdı hem de doğada bu kadar çok yürüyemezdi. Bir de manzara ve fotoğraf çekimi için gittiğimiz birçok yer çocuklar açısından çok tehlikeli geldi. Aşağı düşme riski olduğu için… Ama yine de daha büyük çocukların ilgisini çekebilir ya da çocuklara daha uygun bir formatta gezilebilir.
Sonuç olarak Kapadokya gezisi bizim için beklediğimizden daha güzel ve süprizlerle dolu bir gezi oldu. Bu kadar yakınımızda olmasına rağmen çevremde konuştuğum insanların da çok fazla bilgisi olmadığını fark ettim. Mutlaka gidilmeli ve görülmeli…
Yakın zamanda eşimle gitmeyi düşünüyoruz. Bir araştırayım dedim. Tesadüfen girdim sitenize. Artık nereleri gezeceğimiz konusunda biraz fikrim var sayenizde. Teşekkürler.Bu arada balona bende binemem sanırım.
Yazımın işinize yaradığına sevindim. İyi tatiller şimdiden :)